| Diğer bir deyişle, ilk insanlar ölü hayvanları yiyiyordu. tartışma yok, bu bir gerçek. Tek sorun şu ki, | TED | بمعنى آخر .. كان الانسان الاول ياكل اللحوم .. والحيوانات وهذا امرٌ حقيقي لا جدل فيه ولكن المشكلة .. هي |
| Örnekleme döneminin başlangıcından beri örnekleme içeren müziklerin geçerliliği konusunda bitmeyen bir tartışma sürüyor. | TED | منذ فجر حقبة إعادة الدمج، هناك جدل لا نهائي حول شرعية الموسيقى التي تحتوي على أجزاء مدمجة. |
| Sert tartışmalar isteriz, hani şöyle bol yumruklu olanlardan, tam hedefini vuranlardan, | TED | نحن نريد جدل قوي، ضارب، جدل موجه مباشرة على الهدف. |
| İnternette "Hey, bu gerçek olamaz." gibi büyük tartışmalar çıktı. | TED | وقد نتج عنها جدل كبير على الانترنت ان ما عرضناه لا بد وان يكون خدعة ما |
| Şimdi, bu anlattıklarımı güncel bir tartışmaya uygulayalım. bazı durumlara avukatlık yapmak istediğimden değil, sadece anlatmak istediğim durumu gözlerinizin önünde canlandırabilmeniz için. | TED | لذا دعوني أطبق الأمر على جدل قائم ليس لإني أود الدعوة الى حل محدد ولكن لتوضيح الامر الذي أعنيه. |
| - Bunu üstüne tartışmaya girmek istemiyorum. | Open Subtitles | -حسنا، أنا لا أريد الدخول في جدل أكثر من ذلك |
| Amigo dünyasında, amigoculuğu belirleyen şeyin duyarlılık mı görkem mi olduğu konusundaki tartışma alevleniyor. | Open Subtitles | في عالم الهتاف، وهناك جدل قائم حول ماهو الهتاف بالضبط ؟ دقة أم نكهة؟ |
| Hayır, hayır, hayır. Sadece şu anda endüstride unvan Güvenlik Görevlisi mi yoksa Memur mu olmalı diye çok büyük bir tartışma söz konusu. | Open Subtitles | لا بأس , هناك جدل كبير يدور في نظامنا حالياً عن اللقب هل يكون حارس أمن أو شرطي |
| Şu anda internet üzerine bir tartışma süregeliyor. | Open Subtitles | ماوراءشريطالبحث.. حاليًا هناك جدل حول الأنترنت |
| Hiç sormayın, köyle ilgili her tartışma böyledir. | Open Subtitles | لن أشرح لك، بما أن كل جدل يتعلق بالقرى ذاته |
| Açık kaynak ve tüketici kaynaklı icatlar için büyük bir rekabetçi tartışma vardır çünkü bu tekele karşı en büyük rekabetçi araçlardan biridir. | TED | لذلك يوجد جدل كبير في المنافسة للمحافظة على القدرة لإبتكارات المصدر المفتوح و المستهلك الموجه لأنها واحدة من التحديات الكبيرة و المدعومة ضد الإحتكار |
| Wikipedia'da her makaleye karşılık gelen bir tartışma sayfası var. Ve bu tartışma sayfasında Wikipediacılar arasında makalede çocuğun gerçek adının verilip verilmemesi ile ilgili kapsamlı bir tartışma çıktı | TED | لكل مقال في ويكيبيديا ما يناظرها للنقاش. وفي صفحة النقاش كان هناك جدل شديد بين رواد ويكيبيديا، سواء كان يضعوا أسمه الحقيقي في ذلك المقال. |
| Yaşamı neyin oluşturduğuna dair antik dünyada uzun süren tartışmalar yapılırdı. | Open Subtitles | في العالم القديم،استعر جدل طويل حول مكونات الحياة |
| Bitirici tartışmalar isteriz. | TED | نريد جدل قاتل. |
| Bundang'da uygulanan karantinayla ilgili tartışmalar sürüyor. | Open Subtitles | حصار منطقة "بوندانغ" لايزال محل جدل. |
| Şimdi, haberin var mı bilmiyorum ama Jonah halk arasında işkencenin tesiri konusunda ateşli tartışmalar gerçekleşiyor. | Open Subtitles | الأن، لربما أنتَ لا تعلم يا (جونا). و لكن هنالك جدل قائم حالياّ في المجتمع المدنيّ حول فاعلية عملياتِ التعذيب. |
| Çok fazla tartışmaya yol açmayız değil mi? | Open Subtitles | اليس ذلك سوف يقحمنا في جدل كبير جدا ؟ |
| Sanki tartışmaya açık bir şeydi de. | Open Subtitles | وكأن هذا محل جدل يا صاحبي |
| Seninle çocuksu bir tartışmaya girerek bunu israf edemem! | Open Subtitles | لن أضيعها في جدل طفولي معك |