Ailenin onca programında ne var biliyor musun? Sue'nin kros programı: | Open Subtitles | هل تعلم حتى جدول مواعيد العائله باكملها |
Efendim, Digvijay Patilin programı elimizde. | Open Subtitles | سيدى , لدينا جدول مواعيد ديغفيجيه باتيل |
Ayrılın birbirinizden. Adele, ben ve diğer aktörlere seks sahneleri için program ayarlar mısın? | Open Subtitles | ابتعدي عنها " أوديل " رتبي لي جدول مواعيد |
Başka bir şey yoksa, uymam gereken bir programım var. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك أي شيء آخر عندي جدول مواعيد لأحافظ عليه |
Yani randevu defteri, değil mi? | Open Subtitles | هذا جدول مواعيد , أليس كذلك لم يكن موجوداً |
Önümüzdeki hafta 60 Minutes programına çıkacak. | Open Subtitles | لديه جدول مواعيد دقيق |
Hedef tarife kazanılabilirse, 1'e basın. | Open Subtitles | إذا جدول مواعيد الهدف مُتاح، أضغط على الرقم واحد. |
Daniel için plan yapmak benim işim, lütfen takvimine dokunma. | Open Subtitles | ولكنه لايستطيع رؤيته إلا بعد ظهر هذا اليوم لذا .. اوه انظري جدول مواعيد دانيال يعتبر مسؤوليتي |
Prensesin programını öğrendik. | Open Subtitles | بالمناسبة، لقد تلقينا جدول مواعيد الأميرة |
- Beth Landow'un ajandasını kontrol ettin mi? | Open Subtitles | هل تفحصت جدول مواعيد بيث لاندو؟ |
Buyur, bugünün programı. | Open Subtitles | إليك جدول مواعيد اليوم، إنه يغطي مهامك |
Hedefimizin yoğun bir programı var. | Open Subtitles | هدفنا يحافظ على جدول مواعيد ثابتاً |
Geminin yolculuk programı şu şekilde: | Open Subtitles | . . هذا جدول مواعيد المركب |
Adliye Sarayı'nda bir program gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ جدول مواعيد في قاعة المحكمة. |
Bir program uyguluyoruz. | Open Subtitles | عندنا جدول مواعيد هنا. |
Haydi, haydi. Uymam gereken bir program var. | Open Subtitles | هيّا لدى جدول مواعيد .. |
- Beyler, yoğun bir programım var. | Open Subtitles | استمعا أيها الظابطان أنا لدي جدول مواعيد ضيق أنا حقا بحاجة إلى... |
Espri anlayışını hâlâ kaybetmemiş olman güzel ama benim bir programım var çok yakında sabrım tükenecek. | Open Subtitles | يسرني أنك ما زلت تملك روح الدعابة ولكني أسير وفق جدول مواعيد أيها العميل (رينز) وقريباً جداً، سينفد صبري |
Jasper'ın randevu defteri nasıl dolu olabiliyor? | Open Subtitles | حقيقة؟ جدول مواعيد جاسبر ممتلئ؟ |
Önümüzdeki hafta 60 Minutes programına çıkacak. | Open Subtitles | لديه جدول مواعيد دقيق |
- Anlıyorum. - Ve bana bir tarife verdi. | Open Subtitles | ـ فهمت ـ و قد أعطاني جدول مواعيد |
Bu bende şeytanın takvimine merak uyandırdı. | Open Subtitles | هذا يجعلك تتسائل عن جدول مواعيد الشيطان |
Simon'ın programını arıyorum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن جدول مواعيد سايمون |
Thompson Bethlehem'ın ajandasını tutuyor | Open Subtitles | يقوم ثومبسون بترتيب جدول مواعيد باثلهام |