Bana karşı daha çekici görünmek istemeni takdir ediyorum, ama aslında... | Open Subtitles | أنا أقدّر أنّك تحاول أن تكون جذّاباً لأجلي لكن الحقيقة هي |
Burada kek yerken beni çekici buluyor musun? | Open Subtitles | هل تجديني جذّاباً و أنا جالس هنا أتناول البراونيز؟ |
Sana ne kadar da çekici olduğunu söylemiş miydim Eric? | Open Subtitles | ألم أخبرك بأنك تبدو جذّاباً بطريقة رائعة، إيريك؟ |
Onunla çıkmak istemiyorum. Çok çekici biri değil. | Open Subtitles | ذلك بلا فائدة، لا أريد مواعدته فهو ليس جذّاباً |
Bu arada bu kesimle gerçekten de çekici görünüyorsun. | Open Subtitles | بالمناسبة, تبدو فعلاً جذّاباً بهذا الشعر القصير |
Üstelik, senin için çekici olmak istiyorum, güzelim. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك، أريد أن أبدو جذّاباً بالنسبة لك، ياحبيبتي |
Tanrım. Çok çekici olmalı. | Open Subtitles | يا إلهي، لا بد أنّ ذلك كان جذّاباً للغاية |
Kadın sana bağlıydı. Bir şekilde onu çekici buluyor muydun? | Open Subtitles | كانت تعتمد عليكَ أوجدتَ هذا جذّاباً على صعيدٍ ما؟ |
Evet ama bazı insanlara çok çekici gelen yara almış bir yoğunluk duygusuna sahip. | Open Subtitles | حسناً ، لديها حدّة تالفة الذي قد يجده بعض الناس جذّاباً |
Kızlar seni çekici buluyorlar ve eşlik etmenden memnun oluyorlar. | Open Subtitles | الفتيات يرَونَك جذّاباً و يستمتعون بصحبتك |
Kadınlar için çekici olamama korkusu. İktidarsızlık korkuları. | Open Subtitles | الخوف من ألا يكون جذّاباً لدى النساء. |
Kendilerini çekici hissettiren birisi. | Open Subtitles | شخص ما الذي يَجْعلُهم إبدُ جذّاباً. |
JRP Ecza denemeyi destekleyen şirket yani takım elbiseli gayet çekici bir adam gönderdiler. | Open Subtitles | جي آر بي" للمستحضرات الصيدلانية" الشركة الراعية للتجربة أرسلوا رجلاً جذّاباً للغاية لحلّ الدعوى إلى منزلنا |
Bu yüzün çekici değil. | Open Subtitles | هذا جانب منك ليس جذّاباً. |
Bazı insanlar bunu çekici buluyor. | Open Subtitles | بعض النّاس تجدُ ذلكَ جذّاباً. |