Bunu başka bilen var mı? Başka bir gazete falan? | Open Subtitles | هل هناك شخص آخر يعرف ذلك أو أي جرائد أخرى؟ |
Bu, 9,000 kişinin cevaplarından oluşan güzel bir veri. Bu insalar, bunu bir yarışma şeklinde düzenleyen üç gazete ve dergiye yazarak cevap verdiler. | TED | ههذ بيانات رائعة عن 9 آلاف شخص من الذين كتبوا ل3 جرائد و مجلّات كانت بها مسابقات. |
Bütün yerel gazeteler konuyu ele alıyor, ve bir çok mezun ve bağışçıdan | Open Subtitles | كل جرائد المدينة نشرت القصة والرئيس بدأ بتلقي اتصالات من عدة خريجين ومتبرعين |
Bütün gazeteleri saklayıp şikayet edenlere ıslak gazeteler verdim. | Open Subtitles | لذا كنت أخفي الصحف ثمّ أسلم جرائد مبللة للأشخاص الذين يشتكون فقط |
İşte herkes senin gazetelere çıkmanla ilgili konuşuyordu. | Open Subtitles | ،كل من كان معي في العمل كان يتحدث عن إنك كنت في جرائد اليوم |
Çünkü doğu kıyısı gazetelerini görmüyorsunuz. | Open Subtitles | ذلك بسبب أنه ليس لديكم جرائد المنطقة الشرقية هنا |
Bir yüzükteki harfleri beğenmiyorsun ve gazete küpürüyle bağdaştırıyorsun. | Open Subtitles | أحرف منقوشة على خاتم و ربطت كل هذا بقصاصة جرائد |
Bir tane daha geldi. Adamın teki hareket halindeki bir taksiden gazete standına atlamış. | Open Subtitles | هنالك حدث آخر, رجلّ قفز من سيارة أجرة متحركة على كشّك جرائد |
Bunu bilen başka gazete var mı? | Open Subtitles | هل هناك شخص آخر يعرف ذلك أو أي جرائد أخرى؟ |
Doktor Shephard lütfen jüri üyelerine aralarında gazete okumayan, internete girmeyen ya da televizyon izlemeyen varsa diye sanıkla nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız? | Open Subtitles | دكتور شيبرد هل لك أن تخبر الساده عن الواقعه؟ ان كان أحد منهم لم يقرأ جرائد أو يتصفح الانترنت أو يشاهد التلفاز |
İnce yün montunun üzerine gazete sarmıştı. | Open Subtitles | ورق جرائد يبطّن معطفه الصوفي الرقيق، يشقّ طريقه |
Ailesi içi yırtık gazete kağıtlarıyla dolu bir çanta sunmaya karar verdi. | Open Subtitles | والداه قررا تسليمي حقيبة مملوءة بورق جرائد ممزقة |
Bugün gazeteler yüzlerce martının bu olaydan etkilenip,zehirlendiklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | جرائد اليوم تقول أن المئات من طيور النورس قد أصيبت |
Dünyadaki bütün gazeteler bu defteri bulan kişiyle konuşmak isteyecek demek. | Open Subtitles | يعني أن كل جرائد العالم ستود التحدث إلى من وجد هذه المذكرة |
Dünyadaki bütün gazeteler bu defteri bulan kişiyle konuşmak isteyecek demek. | Open Subtitles | يعني أن كل جرائد العالم ستود التحدث إلى من وجد هذه المذكرة |
İngiliz gazeteleri Yüzbaşı Haber'ın gazına "ölüm bulutu" diyor. | Open Subtitles | جرائد الانكليز تطلق على غاز القائد هابر |
İkisi ulusal gazetelere ikisi yerel gazetelere, ikisi ulusal kanallara. | Open Subtitles | اثنتان إلى جرائد عالمية اثنتان إلى جرائد محلية اثنتان إلى القنوات العالمية |
-Kriminoloji mi, roman mı yoksa pazar gazetelerini mi? | Open Subtitles | تخصص علم الجرائم ؟ أو الروايات ؟ أو جرائد الأحد ؟ |
New York'da başka gazetelerde var, yani onlara girebilmen de mümkün. | Open Subtitles | ولكن هناك جرائد اخرى فى نيويورك الأمر مازال ممكنا؟ أليس كذلك؟ |
Bir kutup ayısının bakımına gücün yetmez bir gazeteci çocuğun maaşıyla. Peki ama ben... | Open Subtitles | لكنك لن تتحمل تكاليف إبقاء دب قطبي براتب موزع جرائد |
Gazetem var! | Open Subtitles | جرائد! |
Okul gazetesindeki, sürekli birlikte takıldığın çocuk? | Open Subtitles | هذا الي يوزع جرائد المدرسه الي انتي دائم معه؟ |
Gazetelerim var! | Open Subtitles | جرائد! |