İlgilendiğim şey, onların bu vücut parçalarını nereden bulduklarını öğrenmek. | Open Subtitles | أنا أحتاج أن أكتشف أين يحصلوا على أجزاء جسدهم |
Eğer vücut fonksiyonları hızla tükendiyse rastlanmamıştır. | Open Subtitles | لن تظهر ان تدهورت وظائف جسدهم بتلك السرعة |
Adli tabibe göre kurbanların vücutlarında çok fazla MDMA varmış bu da, iç vücut ısılarının kontrolden çıkmasına neden olmuş. | Open Subtitles | وفقا لكلام الطبيب الشرعي كان هناك الكثير من عقار النشوة في جسدهم مما سبب درجة حرارة أجسادهم الداخلية |
Bu da demek oluyor ki başlarını 270 derece döndürebilir ve çevrelerine göz atabilirler, hem de vücutlarını oynatma zahmetine hiç girmeden. | TED | وهذا يعني أنه بإمكانهم لف رؤسهم 270 درجة والرعى حولهم دون أن يضايقهم الجهد المبذول فى تحريك جسدهم |
Bu evdeki kızların bazılarının kendi vücutlarını bile çıplak gördüklerini sanmıyorum... | Open Subtitles | لا أظن أن بعض الفتيات اللاتي هنا قد شاهدوا جسدهم الخاص عارياً |
Ben, babaları saçlarını bile okşayamıyor, tüylü enselerinden yakalayamıyor ya da küçük, sıcak ve pürüzsüz bedenlerine sarılamıyorum. | Open Subtitles | أنا أبوهم، لا أستطيع تمرير يدي عبر شعرهم وقرص مؤخرة رأسهم أو أن أضم إلي بقوة جسدهم الصغير |
MS-X hastaları normalde insüline yanıt vermezler. Bu yüzden vücutlarında bir fazla oluşur. | Open Subtitles | مرضى المتلازمة الأيضية "اكس" لا يستجيبون للأنسولين عادةً مما يجعل جسدهم ينتج الكثير |
Öyle çünkü vücutlarındaki sinirler kapmalarında toplanıyor. | Open Subtitles | لن الأعصاب في جسدهم تتلخص في قدرتهم على إقتناص الأشياء |
Varme Tyvler bildiğim kadarıyla vücut ısısına ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | ممّا أعلمه عنهم فإنهم يحتاجون لتسخين جسدهم |
Kolombiya Üniversitesi'nden Dr. Rudy Leibel vücut ağırlığının yüzde 10'unu kaybeden kişilerin 250-400 kalori daha az yaktığını tespit etmiştir; çünkü bu kişilerin metabolizması baskılanmıştır. | TED | الدكتور رودي ليبيل من جامعة كولومبيا وجدت أن الناس الذي فقدوا 10 في المائة من وزن جسدهم يحرقوا 250 إلى 400 سعره حرارية أقل لأن عملية تمثيل غذائهم مقمعة. |
Bileklerine vücut ağırlıklarının %15'i kadar ağırlık ekledik. | TED | أضفنا أوزانًا إلى كواحلهم بَلَغَت %15 من وزن جسدهم. |
Çürük bitki ve çiçekleri pişirip yerler ve günde vücut ağırlıklarının yarısı kadar yemek zorundadırlar." | Open Subtitles | و يجب أن يستهلكوا نصف وزن جسدهم يومياً |
Biraz daha yakından bakarsan vücut dillerinin farklı bir hikaye anlattığını görürsün. | Open Subtitles | سوف ترى أن لغة جسدهم تخبرنا قصة مختلفة |
İnsanları izliyorsun. vücut dillerini okuyorsun. | Open Subtitles | أنت تراقب الناس و تقرأ لغة جسدهم |
Ölümden sonra ebedi ruhları dünyadaki vücutlarını tanısın diye. | Open Subtitles | كي تتعرف أرواحهم الأبدية على جسدهم الأرضي بعد ذلك |
Üzerlerinde deney yapıyor, onları kobay farelerine çeviriyor vücutlarını ve zihinlerini zorluyorlar. | Open Subtitles | قام بالتجارب عليهم, حولهم الى خنازير غينيّا دفع حدود جسدهم و عقلهم الى الآخر |
Senin gibi çocuklar, sadece hoş vücutlarını sergileme ve ünlü olma çabasındadır. | Open Subtitles | كلّ إهتماماتهم ! هو إظهار جسدهم المثير للكاميرا كلّ إهتماماتهم ! |
Söylenene göre, düşmanları ona öyle büyük onur duyarmış ki ölmeden önce bedenlerine onun ismini kazırlarmış. | Open Subtitles | يقال أن أعداءه كانوا يحترمونه كثيراً كانوا يحفرون اسمه على جسدهم قبل أن يموتوا |
İnanın bana, eğer erkekler vücutlarındaki o kadar küçük bir delikten bebek doğurmak zorunda kalsalardı, dünya soğuk ve gri bir yer olurdu. | Open Subtitles | ثقي بى لو أن الرجال ولدوا أطفال من جزء صغير كهذا في جسدهم لأصحبت الأرض مكانٍ مُثلجً وميت |