vücudu fazla glikoz üretiyor. Bu da onun meyvemsi kokmasını sağlıyor. | Open Subtitles | جسده كان يطرح زائد الغلوكوز مما يجعل رائحته حلوة كالفاكهة |
Şimdi, dışardan vücudu tamamen normaldi, sadece sol kalçasının içinde bir şey vardı. | Open Subtitles | جسده كان طبيعياً , ما عدا شيء صغير هنا على الفخذ اليسار |
Fakat vücudu hâlâ sıcaktı bu yüzden ben de kalp masajı yapmaya başladım. | Open Subtitles | لكن جسده كان لايزال دافئًا، لذا بدأت عملية الانعاش. |
Fakat vücudu hâlâ sıcaktı bu yüzden kalp masajı yapmaya başladım. | Open Subtitles | لكن جسده كان لا يزال دافئًا، لذا بدأت عمل إنعاش. |
Fakat vücudu hâlâ sıcaktı bu yüzden ben de kalp masajı yapmaya başladım. | Open Subtitles | لكن جسده كان لايزال دافئًا، لذا بدأت عملية الانعاش. |
Fakat vücudu hâlâ sıcaktı bu yüzden kalp masajı yapmaya başladım. | Open Subtitles | كان فاقدًا للوعي. لكن جسده كان لا يزال دافئًا، لذا بدأت عمل إنعاش. |
vücudu virüssel bir enfeksiyonla savaşıyor. | Open Subtitles | جسده كان يقاوم عدوى أو ما شابه |
Kenneth Darwin'in vücudu parçalanmıştı. | Open Subtitles | كينيث داروين جسده كان مشوها جدا |
Bütün vücudu parlıyordu. | Open Subtitles | جميع جسده كان متوهجاً |
Sang Chul uyku tulumunun içindeydi. Ama tüm vücudu tamamen donmuştu. | Open Subtitles | لكن جسده كان متجمداَ |
vücudu zaten ölüydü. | Open Subtitles | جسده كان ميتا |