Onlardan köprüler yapıyoruz. Kafalarına şu küçük telefonlardan takanlara atmak için kullanıyoruz. | Open Subtitles | نبني جسوراً بها، ونرميها على الأشخاص الذين يعلقون سماعات بلوتوث على آذانهم |
O köprüler, kuleler falan inşa ederken biz de dünyayı dolaştık. Yani, aslında hiçbir şeyden şikayet edemem. | Open Subtitles | حيث أقام جسوراً وأبراجاَ وما شابه ذلك أعني ، ليس لدي ما أتذمر منه |
Küçük sevimli çocuklarımı beyaz köprüler oluşturmak ve nereye gittiğinizi bana göstermeleri için kullandım! | Open Subtitles | جعلت من صغاري أن يصنعوا جسوراً بيضاء كي أرى أين ستذهبون |
Yani, kurulması gereken köprüler var demiyorum. | Open Subtitles | أقصد، لا اقول أنه ليس هناك جسوراً , سيتوجب علينا أن نبنيها |
Ne kendime acımak ne de acınmak istiyordum, ve böyle bir maraton organize edersem, toplumuma geri ödeyebileceğimi, dış dünya ile köprüler kurabileceğimi düşündüm ve koşucuları Lübnan'a gelip bir barış şemsiyesi altında koşmaya davet ettim. | TED | لم أرد أن أتحسر على نفسي، و لا أن أكون موضع شفقة، و فكرت أنه بتنظيم ماراثون كهذا، سوف أستطيع أن أرد الجميل لمجتمعي، أن أبني جسوراً مع العالم الخارجي، و أن أدعو العدائين ليأتوا إلى لبنان و يركضوا تحت مظلة السلام. |