Her biri kendine özgü müziksel temalarını kullandı rakiplerinin yüreklerine korku saldılar ve dövüş daha başlamadan Onları bozguna uğrattılar. | Open Subtitles | كل فرد منهم كان له مقطوعة موسيقية خاصة كانت تدب بالخوف في قلوب خصومهم مما جعلتهم ينتصرون قبل بداية المباراة |
Onları yüzüstü bıraktım ama dönüp bu kılıcı iade ederek Onları geri alacağım. | Open Subtitles | هل أنت خائف أنا خائف من أنني سوف أخيبهم لقد جعلتهم ينتظروني هناك |
Hiç intihar girişimleri hakkında konuşabileceklerini düşünmüyorlardı ama onların konuşması için bir beklentinin olmadığı HALT etkinlikleri Onları konuşmaya başlamak için rahat hissettirdi. | TED | لم يشعروا أنه يمكنهم التحدث عن محاولة انتحارهم، ولكن أحداث هالت، مع أنه لم يُتوقع منهم أن يتحدثوا، جعلتهم يشعرون بالارتياح لبدأ الحديث. |
Bir keresinde Onlara ceket, gömlek giydirttim ve kravat bağlattım. | TED | كان هنالك وقت عندما جعلتهم يرتدون بدلاتٍ وقمصان, وربطات عنق. |
Geri dönmelerini sağladın. Halkın gözüne yeniden girdiler. | Open Subtitles | جعلتهم يعودون لأنشطتهم، ولإثارة اهتمام الناس. |
Ama midendeki kelepçeyi aldırdım ve sevdiğim şirin adam olarak kalmanı sağladım. | Open Subtitles | لكنّي جعلتهم يفكون ربطة معدتك و يرجعونك إلى الرجل الجميل الذي أحبّه |
Öyle bir anlaşma kabul ettirdim ki Onları geri almazsam olmaz. | Open Subtitles | مع هذه الصفقة جعلتهم يعودون, لا استطيع تحمل عدم عودتهم |
Bu, hayatları boyunca yaşadıkları ve çalıştıkları terk edilmiş iş yerinde Onları görünmez yaptım. | TED | لقد جعلتهم متخفّين في المحلّ المهجور الذي عاشوا أغلب حياتهم فيه و عملوا فيه. |
Ama yanlış olan ne? Patlattığın tren yüzünden bu Onları alarma geçirdi. | Open Subtitles | انه القطار الذي نسفته جعلتهم يعلنون الطوارئ. |
Onları gaza getirdin. Ama bir şeyi unutmadın mı? | Open Subtitles | لقد جعلتهم ينامون لكن ألا تعتقد أنك نسيت شيئا؟ |
Demek istediğim sadece Goa'uld'lar hakkında bildiklerin bile Onları biraz meraklı hale getiriyor. | Open Subtitles | خاصة أن معلوماتك عن الجواؤلد قد جعلتهم أكثر فضولا |
Güçlü içgüdüleri Onları yumurtlamak ve gelecek nesli döllemek için geri getirir | Open Subtitles | الغرائز قويّة جعلتهم يعودون لوضع وتخصيب البيض للجيل القادم. |
Onlara söylenen herşeyi yapmaya ve söylenen herşeye inanmaya başladılar. | Open Subtitles | لقد جعلتهم يفعلون أي شيء , يصدقون أي شيء |
- Onlara yalnız olduğumu gösterdim. - Umarım çocuk iyileşir. | Open Subtitles | جعلتهم يعتقدون أنني بمفردي لنأمل أن ينجو |
Ama sen Onlara gösterdin yüzbaşı. | Open Subtitles | حَسناً، أنت متأكّد كالجحيم جعلتهم يرو،أيها القائد |
- Uşağınmışım gibi düşünmelerini sağladın. | Open Subtitles | هل جعلتهم يعتقدون أني خادمك أو شيء مماثل؟ |
Senden nefret etmelerini sağladın. Kendi kendilerini yok etmediler. | Open Subtitles | أنت جعلتهم يكرهونك , أنهم لم يحطموا أنفسهم |
Tardis'i bunun için taşımalarını sağladım. Üzgünüm ancak dışarı çıkmalısın. | Open Subtitles | لهذا جعلتهم ينقلون التارديس أنا آسف، لكن يجب أن تخرجي |
Ve ileriki günlerde en azından beraber çalışmaya çabalamalarını sağladım. | Open Subtitles | فيالأيامالتيعقبت، جعلتهم على الأقل يعملون سوياً. |
Seni takip ettirdim. Gayet de haklı çıktım çünkü anneni görmeye gitmişsin. | Open Subtitles | جعلتهم يتبعونك وتأكدت أنني محق لأنك ذهبت لزيارة والدتك |
Neden kahvaltıdan önce parmak boyama yapmalarına izin verdin? | Open Subtitles | مرحبا لم جعلتهم يلونون بأصابعهم قبل الافطار ؟ |
Tüm tıbbi raporlarını yollamalarını istedim. | Open Subtitles | حسنا ، لقد جعلتهم يرسلون لى سجلاته الطبية بالفاكس |
Sizin için saf mermerden bir şömine yaptırdım, iki kat yüksekliğinde. | Open Subtitles | لقد جعلتهم يبنون لك مدفئة من الرخام الصلب ، بعلو دورين |