Sanırım Warren burada oturup yazı yazmış, el yazısı sabilo kullanmış. | Open Subtitles | أعتقد بأن وارن جلس هنا و كتب الكتابة العادية بقلم سائل |
burada oturup şehire, insanlara bakarak beklemiş. | Open Subtitles | إنّه جلس هنا مراقباً الميدنة والناس مُنتظراً. |
burada oturup şehire, insanlara bakarak beklemiş. | Open Subtitles | إنّه جلس هنا مراقباً الميدنة والناس مُنتظراً. |
- Ona Hoagy Carmichael oturmuştu. | Open Subtitles | -هواغي كارميشايل) جلس هنا ). -يا إلهي ! |
- Ona Hoagy Carmichael oturmuştu. | Open Subtitles | -هواغي كارميشايل) جلس هنا ). -يا إلهي ! |
buraya oturmuş ve bir sigara yakmış. Kötü bir alışkanlık. | Open Subtitles | لقد جلس هنا و دخن سيجاره إن التدخين عاده سيئه |
Herhalde birisi buraya oturmuş ama hiçbir iz bulamadım. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شخص ما قد جلس هنا ولكنني لم أستطع إيجاد بصمة |
Sir Arthur Conan Doyle'un muhtemelen 130 yıI önce burada oturup kahve içtiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف ان السير أرثر كونان دويل غالبا جلس هنا و هو يحتسي قهوته قبل 130 عاما؟ |
Sabaha kadar burada oturup kontrollü yangından fayda sağlamış. | Open Subtitles | أعتقد إن "ويد" كان صياد متسلل أعتقد أنه جلس هنا طوال الليل وأعطى فرصة لمشعل الحريق أن يؤدي عمله |
Ailesini öldürüp sonra da burada oturup onları izlemiş. | Open Subtitles | انه قتل عائلته ، ثم جلس هنا وشاهدت لهم . |
Woods'u yatağa bağlamış ve sonra da burada oturup ölmesini izlemiş. | Open Subtitles | قيّد (وودز) إلى السرير، وثمّ جلس هنا وراقبه يموت |
- Ona Hoagy Carmichael oturmuştu. | Open Subtitles | ـ (هوغي كارمايكل) جلس هنا ! |
buraya oturmuş. | Open Subtitles | هو جلس هنا. |