kafatasımı parçalaman gerekti ama sen bir şey yapmadın. | Open Subtitles | كان يمكنك أن تحطم جمجمتي لكنك لم تفعل شيئاً |
Benim yüzümü hayal ediyor. Dart okunun kafatasımı deldiğini hayal ediyor. | Open Subtitles | انه يتصور أن هذا وجهي انه يتصور وجهي و أنه يحطم جمجمتي |
kafatasımın içine yumuşak bir dalıştan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الشيء الناعم ذي يغوص في جمجمتي |
Toplumun kuralları olmasaydı ve ben de yemeğini almana engel olsaydım bir taşla kafamı parçalar ve beni yerdin değil mi? | Open Subtitles | من المجتمع الضيق الذي أُخذنا منه لو وقفت بشكل دائم بينك وبين وجبتي ستقوم بتهشيم جمجمتي بصخرة وتسرق طعامي أليس كذلك ؟ |
Bu peruğun burada durabilmesinin tek yolu kafamın üst sol bölümünü yapıştırmakla oluyor. | Open Subtitles | والسبيل الوحيد الذي أمكنني من تركه هناك بواسطة مغنطة الربع اليساري الأعلى من جمجمتي |
- Evet, iyiyim. kafatasım sanki ateşler içinde ama iyiyim. | Open Subtitles | أشعر كأن جمجمتي مشتعلة لكني بخير، شكراً على الماء |
Bu durumda paintball silahının gücü kafatasımı delip geçmek için yeterli değil. | Open Subtitles | كرويات مسدس الدهان لا تملك قوة كافية لاختراق جمجمتي |
Aslında orada olmayan bir kitle için kafatasımı mı deleceksiniz? | Open Subtitles | هل تريدون أن تثقبوا جمجمتي بسبب ورم غير موجود أصلاً ؟ |
Kendisi köprünün çöküşü sırasında yaralanan kafatasımı iyileştirdi. İzleri görebilirsiniz. - Bir kadın mı? | Open Subtitles | داوت جمجمتي بعد أن انفلقت خلال انهيار الجسر، يمكنكَ رؤية الفجوة |
Zamanında Afrika'dayken, yamyamlar kafatasımı delmişlerdi ama ben hâlâ yaşıyorum. | Open Subtitles | عندما كنت في إافريقيا, تم فتح جمجمتي من طرف اكلي اللحوم, وها أنا هنا |
Çipimin yakınlarında, kafatasımın üstüne bir patlayıcı yerleştirdim. | Open Subtitles | لقد زرعتُ مادّة متفجّرة في جمجمتي قرب رقاقتي |
Sadece kafatasımın içindeki cüruf briketini dışarı atmaya çalışıyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | أحاول أن أخرج قطعة الجمر خارج جمجمتي فحسب |
Bunlar kafatasımın yatay kesitten görüntüleri, buradan beynin dış yüzeyinin irinle kaplı olduğunu görebilirsiniz. | Open Subtitles | هذه صور أفقية أخذت من جمجمتي ويمكنك رؤية السطح الخارجي للمخ بأكمله والصديد يغطيه |
Jess'i rahat bırakmazsam kafamı kraker gibi kıracağını söyleyerek tehdit etti. | Open Subtitles | هدد بسحق جمجمتي مثل كسارة جوز إن لم أتخلى عنها |
kafamı yarmaya çalışmaktan vazgeçersen bir ihtimal düğüne zamanında yetişebiliriz. | Open Subtitles | لذا توقفي عن محاولة تحطيم جمجمتي وربما سنلحق بالزفاف. |
İlk önce kafamın içinde, bir gazoz köpürüyor sandım. | Open Subtitles | في البداية أحسست كأنه شراب الزنجبيل في جمجمتي |
Ya da bir şekilde kafamın içine girebildiniz, ama birden, bu şiirler... | Open Subtitles | بطريقة ما، تمكنت من الولوج إلى جمجمتي الصلبة لكن... فجأة، هذه القصائد... |
kafatasım bu yüzden acıyor Çabuk eve gel, anne. | Open Subtitles | لذلكَ جمجمتي تؤلمني, أمي, أسرعي في العودة. |
Bu hastaneye gelip bir avuç şarlatan tarafından, kıçlarını kafatasıma sokan şarlatanlar tarafından tedavi edilmekten çok memnunum. | Open Subtitles | أنا مسرور لقدومي إلى هذا المستشفى حتى تتم معالجتي من قبل مجموعة من الدجالين الذين لا يعرفون شيء عما يوجد داخل جمجمتي |
Gördüğünüz gibi, bu set benim insan kafatasımdan çok daha büyük bir şey için tasarlanmış. | Open Subtitles | بإمكانك أن ترى أن قطعة الرأس هذه مصممة لشيء أضخم من جمجمتي البشرية |
Bu düğmeye ne zaman bassam kolumdan kafa tasıma doğru bir şok alıyorum. | Open Subtitles | في كل مرة أقوم بالضغط على هذا الزر أحصل على صدمة كهربائية تسري من ذراعي حتى جمجمتي |
Ben yalnız ölmeyi umursamıyorum, fakat o rakunların kafatası derimi, bir elma şekeri gibi soymalarını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أمانع أن أموت وحيدة ولكن لن يكون الراكون ينزع جلد جمجمتي مثل حلوي التفاح |
Kurukafam çok dolu beni parçalıyor | Open Subtitles | جمجمتي مزدحمه جداً وتُمزّقُني إرباً إرباً |
Bir daha ki sefere beraber alışverişe çıkmak istediğinde onunla kafatasımda bir oyuk açarsın. | Open Subtitles | ان تطلبين مني التسوق معك في المرة القادمه مستخدمة غطاء جمجمتي |
Geri gittim ve kafatasımdaki kurşun deliğini hissettim. | Open Subtitles | لمست رأسي وشعرت بثقب الرصاصة في جمجمتي. |