Sadece o değil ki. Tanıştığımızda sanki kader bizi bir araya getirmiş gibiydi. | Open Subtitles | لم يكن هذا فقط عندما تقابلنا شعرت أن القدر جمعنا معاً |
Bu muhteşem geceye, ve bizi bir araya getiren o muhteşem kazaya. | Open Subtitles | نخب الليلة الجميلة و الحادث السعيد الذي جمعنا معاً |
Bayramların gücüne yeni geleneklere ve hayatından tek bir iyi şey yapan destansı bir öküze bizi bir araya getirdi. | Open Subtitles | لأجل التقاليد الجديدة والحقير الضخم الذي قام بشيئين صحيحين: لقد جمعنا معاً. |
Tanrı bizi bir amaç uğruna bir araya getirdi. O amaç işte bu. | Open Subtitles | الرب جمعنا معاً لسبباً ما، هذا هو السبب. |
bizi bir araya getirdi, bize umut verdi, dünyayı görmemizi sağladı. | Open Subtitles | تعلمون ؟ لقد جمعنا معاً أعطانا الأمل أخرجنا للعالم |
Sizin hikayenizi okuduğumda kader bizi bir araya getirdi. | Open Subtitles | القدر جمعنا معاً عندما قرأت قصتك |
Bu yüzden ilk etapta bizi bir araya getirmişti. | Open Subtitles | لذلك هو جمعنا معاً منذ البداية |
- Kader bizi bir araya getirdi. | Open Subtitles | القدر جمعنا معاً نوعاً ما |
Ölüm bizi bir araya getirdi, diyebiliriz. | Open Subtitles | كأن الموت جمعنا معاً. |
bizi bir araya getiren adam. | Open Subtitles | الرجل الّذي جمعنا معاً |
- bizi bir araya getiren biri. | Open Subtitles | الرجل الّذي جمعنا معاً |
ama bence kader bizi bir araya getirdi. | Open Subtitles | أظن أن القدر جمعنا معاً. |
bizi bir araya getirmeye çalışmayı bırak ! | Open Subtitles | توقفي عن محاولة جمعنا معاً! |
Çünkü korku bizi bir araya getirebilir. | Open Subtitles | لأن الخوف يمكنه جمعنا معاً... |
bu boru sihirli veya değil ama yine de, bizi bir araya getirdi. | Open Subtitles | فقد جمعنا معاً |
Dinle, Aaron, şu anda bunun senin için ağır olduğunu biliyorum ama sanırım kardeşin bizi bitiremediği şeyi bitirmemiz için bir araya getirdi. | Open Subtitles | ارون", اعلم ان هذا" كثير عليك الان لتفهمه لكن اظن ان اخاك جمعنا معاً |