Beraberce sinemaya gitmek isteyeceğim, kusursuz vücutlu, çok güzel bir erkek. | Open Subtitles | ,رجل جميل جداً مع جسم ممتاز .الذي أريد آخذه إلى الأفلام |
Beraberce sinemaya gitmek isteyeceğim, kusursuz vücutlu, çok güzel bir erkek. | Open Subtitles | ,رجل جميل جداً مع جسم ممتاز .الذي أريد آخذه إلى الأفلام |
Bu çok güzel. Belki sana çayın ve başarısızlığın sırlarını öğretir. | Open Subtitles | هذا جميل جداً, ربما يستطيع تعليمك طرقه في الشاي و الفشل |
Bir arkadaşımın Çok hoş bir fırtına sığınağı var ilgilenen olursa yani. | Open Subtitles | لدى صديق لي ملجأ جميل جداً للعواصف، إن كان أحد مهتماً بذلك |
Tanrı için çok tatlı bir inanca sahip-- ...bunu hayranlık verici buluyorum, erkeklerle olan geçmişimi düşünürsek. | Open Subtitles | الرجل لديه اجمل حب للرب شيئ اجده انا جميل جداً بالنظر الى تاريخي مع الرجال |
Çok iyi ama kaliteli değil, ve kesinlikle bakire değil. | Open Subtitles | ...جميل جداً لكنه ليس بجودة عالية وليس بتولاً بكل تأكيد |
Bilmiyorum, sanki boş bir pembe dizideyim ama yine de çok güzel. | Open Subtitles | لا ادري, احس اني في مسلسل سوب اوبرا و لكنه جميل جداً |
Hayır, şey... Bilmiyorum. Sahili çok seviyorum, çok güzel bir yer. | Open Subtitles | لا أنا لا أعلم أنا أحب الشاطئ جداً وهو جميل جداً |
Söylesenize dünya çok güzel, peki neden Tanrı sadece tapınakta yaşasın ki? | Open Subtitles | قل لي شيئاً واحداً العالم جميل جداً ، يسكن الرب في المعابد |
Büyükannemin fildişi saplı, çok güzel bir bıçağı vardı. | Open Subtitles | كان لدى جدتي سكين جميل جداً بمقبض من العاج |
Bu akşam çok güzel olduğunu bahsetmeyi unuttum Bayan Purdy. | Open Subtitles | أهملتُ ذِكْر، الآنسة بوردي , أنت تَنْظرُ جميل جداً هذا المساء. |
Ne kadar güzel, çok güzel, bunu anneme verin, çok hoşuna gider. | Open Subtitles | إنه جميل جداً. إعطيه إلى أمي هذا سيجعلها سعيده. |
Işıklar yanınca gerçekten çok güzel oluyor. | Open Subtitles | نعم، إنه جميل جداً عندما تبدأ الأنوار بالعمل |
çok güzel, sinema perdesine benziyor. | Open Subtitles | جميل جداً ، المنظر من عندك يبدو كمشهد سينمائي |
Bukleleri olduğu zaman da çok güzel, tıpkı çektiğim resimdeki gibi. | Open Subtitles | ويكون جميل جداً أيضاً عندما يكون مُرتفعاً مع هذه التجاعيد الملتفّة مثلما كانت في الصورة التي إلتقطّها |
Sol üstte Çok hoş bir sarmal var mesela. | TED | و هناك لولب جميل جداً في الزاوية العلوية اليسرى |
Çok hoş görünüyorsun. Bu elbiseyi çok beğendim. | Open Subtitles | أهلاً,أنتي تبدين جميله ,هذا اللون جميل جداً |
Daha önce de bunlardan biri yüzüme doğrultuldu. Çok hoş. | Open Subtitles | . لقد وجه إلي واحداً من هذا الشئ قبل ذلك . جميل جداً |
... ...Bir nevi gay medyum falan mısın?" ♪ Bugün birileri gerçekten çok tatlı ♪ ♪ Bugün birileri gerçekten çok tatlı ♪ | Open Subtitles | قارئ افكار شاذ من نوع ما ♪ شخص ما جميل جداً اليوم ♪ |
Burada birileriyle konuşmak Çok iyi geldi. | Open Subtitles | شيء جميل جداً أن أجد أحداً هنا لأتحدث معه |
Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım, benim için güzel bir şey. | TED | لذا سوف اعرض لكم بكل خجل شيء اعده جميل جداً بالنسبة لي |
- çok güzel daphne. - sarhoş bir hippi gibi harcadım. | Open Subtitles | إنه جميل جداً لقد صرفت عليه كهيبية سكرانه |
- Gerçekten Harika hayatım. - Gözlerimi alamıyorum. | Open Subtitles | جميل جداً يا عزيزتي لا أستطيع أن أرفع عيني عنه |
Biz de ağ izdüşümünü alıyoruz ve buna bir fizik motoru uyguluyoruz. Bu şekilde benzer konuşmalar eşleşirken farklı olanları da ayrılıyor. Aldığımız netice ise oldukça güzel. | TED | لذا يمكن أن نتخذها في بناء شبكة التوقع وتطبيق محرك فيزياء لهذا، و المحادثات المماثلة ممزوجه معا والمختلفة تبتعد عن بعضها البعض، وبقينا مع شيء جميل جداً. |