yaptığı çok güzel bir bilgisayar görüşü çalışmasıdır. | TED | وريك زيليسكي في معهد أبحاث ميكروسوفت وهو تعاون جميل للغاية |
çok güzel birini sokaktan geçerken gördüğünüz an, ...kendinize engel olamaz, bakarsınız. | Open Subtitles | تلك اللحظة عندما ترى شخصاً يخطو فى الشارع شخص جميل للغاية ..لا تستطيع مساعدته لكن التحديق فحسب |
çok güzel. Mutfak gıcır gıcır. | Open Subtitles | أوه ، إنه جميل للغاية هذا المطبخ في غاية .. |
Evet, çok hoş. Ben de isim seçmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أجل ، جميل للغاية لا أستطيع الانتظار حتى أختار اسماً |
Bu Çok iyi. Eve döndüğümde Dalay Lama'yı bir ararım. | Open Subtitles | هذا جميل للغاية ذكرنى أن أحدث الدلاى لاما عندما نعود |
- Çok tatlı. - Hakiki olanı alana kadar. | Open Subtitles | ـ إنه جميل للغاية ـ لحين إشتراء الخاتم الحقيقي |
Ve istediğiniz kıyafet satın alıyor? - O çok güzel. Ve straples seviyorum. | Open Subtitles | أنه جميل للغاية , وأنا بالفعل أحب الفساتين بلا حمالات |
Yuvarlak ve karenin bu uyumu çok güzel. | Open Subtitles | جميل للغاية.هذا الخليط من الدوران و التربيع |
Biliyorum ama memnun edince de çok güzel oluyor, değil mi? | Open Subtitles | أعرف , لكن عندما ترضيه , سيكون شعور جميل للغاية أليس كذلك ؟ |
Bu hizmetle ilgili değil. çok güzel. Düğünden sonra kutlama için kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | هذا مختلف عن ذلك. جميل للغاية. بعد انتهاء هذا، |
İsmen olmasa da, gerçekten çok güzel bir adamdı. | Open Subtitles | إنه ليس اسماً مميزاً كما تعلم، لكنه كان رجل جميل للغاية. |
Bak rahatsız etmek istemiyorum, ama dışarıda çok güzel bir hava var. | Open Subtitles | اسمع،لاأقصدأنأزعجك.. لكنه يومٌ جميل للغاية بالخارج |
CA: Anlattıklarınla bize yapay zekâların nasıl düşündüğü, neler yapabildikleri ve yapamadıklarına dair çok güzel bir anlayış kazandırdın. | TED | كريس: أريتينا في محادثتك بشكل جميل للغاية طريقة تفكير أنظمة الذكاء الاصطناعي، وما يمكنهم عمله ببراعة وما لا يمكنهم عمله. |
250 papel. çok güzel be. | Open Subtitles | مائتين وخمسين دولار جميل للغاية |
çok güzel çocuklar. Harika bir şey. | Open Subtitles | شئ جميل، يا شباب شئ جميل للغاية |
İlgin için minnettarım. çok hoş gerçekten. Çok iyisin. | Open Subtitles | أقدّر قلقك ، أنه أمر جميل للغاية أنه لطيف |
Bu kilise çok hoş. Bence sevecektir. | Open Subtitles | هذا المعبد جميل للغاية أعتقد أنها ستحبّه |
Sizden orada birkaç ay yaşamanızı isteyeceğim. Ev, Batı Avustralya'nın kuzeybatısında, çok hoş bir yer. | TED | بأن تعيشوا هناك لبضعة أشهر, تأكدوا بأن يكون كل شيء على ما يرام موقعه في شمال غرب الجزء الغربي من استراليا, مكان جميل للغاية |
Buharlı Rebook'lar, Çok iyi. | Open Subtitles | القدرة على جعل الأحذية تتبخّر, جميل للغاية. |
Erkek arkadağın Çok tatlı. | Open Subtitles | إنه جميل للغاية |
Katolik kilisesi ile problemlerim olduğu bir sır değil ama birşeyi o kadar güzel ki, bu konuda gerçekten ama gerçekten haklılar, bağışlayıcılık. | Open Subtitles | ليس سراً أنني واجهت مشاكل مع الكنيسة الكاثوليكية ولكن هنالك أمر واحد أعتقد أنه جميل للغاية والذي يجيدونه للغاية |
- çok güzel bir çocuk. | Open Subtitles | أنه جميل للغاية |
Burası cidden güzelmiş. | Open Subtitles | المكان هنا جميل للغاية. |