Sinir hasarına neden olmamış ancak kesinlikle bağışıklık sistemini çökertmiş. | Open Subtitles | ربما تكون سببت ضرر بالأعصاب لكن دمر هذا جهازه المناعي |
Eğer beyin iltihabı varsa, steroidler bağışıklık sistemini zayıf düşürebilir. Foreman. | Open Subtitles | إلا إن كان لديه التهاب بالدماغ عندها سيضعف الستيرويد جهازه المناعي |
Eğer yanılıyorsan, steroidler bağışıklık sistemini baskılar ve durumu daha da kötüleşir. | Open Subtitles | إن كنت مخطئاً، سيحبس الستيرويد جهازه المناعي سيزداد سوءاً |
Ama bir hasta, graft versus host hastalığından kurtulsa bile bağışıklık sistemi donör hücrelerini reddedebilir. | TED | لكن حتى إذا تنجب المريض الإصابة بمرض عدم توافق خلايا المضيف، قد يرفض جهازه المناعي خلايا المتبرع. |
bağışıklık sistemi yok olmak üzere. Onu temiz bir odaya almalıyız. | Open Subtitles | لقد أصيب جهازه المناعي يجب أن ننقله لغرفة نظيفة |
Ayuvar sayısının tavan yaptığını ve bağışıklık sisteminin gerildiğini söylediler. | Open Subtitles | حسناً، في المستشفى... قالوا أن تعداد خلايا دمه البيضاء كان مرتفعاً... وأن جهازه المناعي كان منهكاً. |
Eğer kan konusunda haklılarsa, immün sistemini bir hiç uğruna mahvediyor olacaksın. | Open Subtitles | وإن كانوا محقّين بشأن الدم فسوف تدمّر جهازه المناعي بلا داعٍ |
Yeni HIV ilaçları bir şeye neden oldu ve onu derin uykusundan uyandırdı. | Open Subtitles | أدوية نقص المناعة الجديدة أيقظت جهازه المناعي |
Şarbona yakalanmasına şaşmamalı. Lepra bağışıklık sistemini zayıflatmış. | Open Subtitles | لا عجب أنه أصيب بالجمرة الخبيثة أضعف الجذام جهازه المناعي |
Eğer yanılıyorsan, steroidler bağışıklık sistemini baskılar ve durumu daha da kötüleşir. | Open Subtitles | إن كنت مخطئاً، سيحبس الستيرويد جهازه المناعي سيزداد سوءاً |
Kemik iliği nakli bütün bağışıklık sistemini yeniler. | Open Subtitles | زراعة النخاع الشوكي سيعيد بناء جهازه المناعي كله |
İkinci kemoterapinin onun bağışıklık sistemini mahvedeceğini ve büyük ihtimalle başka yan etkilerinin de olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | أن تعرفين أنه في المرة الثانية في الكيمياوي فسيدمر هذا جهازه المناعي وغالبًا ستظهر بعض الأعراض الجانبية بمرور الوقت |
- Ortada. Beyin kanseri bağışıklık sistemini mahvederek onu enfeksiyonlara karşı savunmasız bıraktı. | Open Subtitles | الواضحة، سرطان المخ دمر جهازه المناعي |
Neoplastik sendrom bağışıklık sistemini baskılayarak diğer semptomlara yol açabilir. | Open Subtitles | جهازه المناعي مسببة الأعراض الأخري |
Bunun üzerine bağışıklık sistemi toparlanmış, virüs miktarı azalmış her şey iyiye gidiyormuş, fakat daha da hastalanmış. | Open Subtitles | ثم غير أدويته ارتد جهازه المناعي قلت الفيروسات به، كل شئ يتحسن لكن مرضه يزداد |
bağışıklık sistemi uykudaki virüsün yollarına kırmızı halı serip uyanmasını sağlayarak, gerçek bir viral enfeksiyon haline soktu. | Open Subtitles | فرش جهازه المناعي الطريق للفيروس الساكن، موقظاً إياه مما جعله يتحول لعدوى فيروسية حالية |
bağışıklık sistemi değerleri normal aralıkta. - Artık çıkarabiliriz. | Open Subtitles | وأرقام جهازه المناعي في حدود الطبيعي. لنفعلها. |
Ayuvar sayısının tavan yaptığını ve bağışıklık sisteminin gerildiğini söylediler. | Open Subtitles | حسناً، في المستشفى... قالوا أن تعداد خلايا دمه البيضاء كان مرتفعاً... وأن جهازه المناعي كان منهكاً. |
...streoidler immün sistemini baskılayacak, ve ameliyatı aylar sonraya erteleyecek. | Open Subtitles | فسوف تؤثر الستيروئيدات على جهازه المناعي وتؤجل جراحته لأشهر |
Yeni HIV ilaçları bir şeye neden oldu ve onu derin uykusundan uyandırdı. | Open Subtitles | أدوية نقص المناعة الجديدة أيقظت جهازه المناعي |