akşamları ateşin karşısında oturur... kocasının çoraplarını yamayarak zaman geçirirsin... kocası sosis pazarında olup bitenleri anlatırken. | Open Subtitles | الجلوس بجوار النار عند المساء وصغارها عند قدميها وهى ترتق جوربه بينما يحدثها عن ثرثرة أسواق السجق |
Ed onun çoraplarını kaybettiğinde, genelde kendi ayakları üzerinde hariç. | Open Subtitles | باستثناء أنه حين يضيع (إيد) جوربه يكون بقدميه بشكل عام |
- Çorabının içindeydi bu aptallar çoraplarını kontrol etmeyeceğimizi sanıyorlar. | Open Subtitles | - ماذا قلتي? - كانت المخدرات في جوربه. هؤلاء الاغبياء, يظنون اننا لن نفتش جواربهم |
Babam çoraplarını bile kendi giyemiyor. | Open Subtitles | والدي يحتاج لمساعدة لكي يرتدي جوربه |