içeri girme... wow anneciğim, ne oyunculuk işte demir Hindistan cevizi,senin için. | Open Subtitles | .. لا تدخل آداء رائع يا أمّي هاكِ جوزة هند حديدية لكِ |
Diğerinde ise iki tane Hindistan cevizi vardı ve ikimiz de biliyoruz ki iki Hindistan cevizi her ikisine de uyar. | Open Subtitles | و الآخر كان عليه اثنين من جوزة الهند و كلانا يعلم أن اثنين من جوزة الهند يمكن أن تُفسَّر بطرق مختلفة |
Eğer beşamel sosu yapıyorsan, neden maydanoz ya da Hindistan cevizi koymuyorsun? | Open Subtitles | إذا كان ذلك بشاميل، لما لا تستخدمين البقدونس أو قشرة جوزة الطيب؟ |
Köyde, arkasındaki biri bir ceviz kırdığında onun döndüğünü görmüştüm. | Open Subtitles | في القرية، رأيته يتلفت حوله عندما كسرت جوزة خلفه |
Gerçekten de öfkeli olsaydım o zaman Hindistan cevizini onun değil, senin kafanda kırardım. | Open Subtitles | ..إن كنت حقاً غاضب لكسرت جوزة الهند على رأسك وليس على رأسه هو |
Oh, sahilde bir kulübe kira Ve Hindistan cevizi içmek. | Open Subtitles | يمكنك استئجار كوخ على الشاطئ واحتساء الشراب من جوزة هند. |
Bu yuvarlanan Hindistan cevizi kılıklı iki ayaklı bir ahtapot. | TED | هذا أخطبوط ذو قدمين يبدو وكأنه جوزة هند |
Profesör, o Hindistan cevizi radyo için üç ay çalıştı. | Open Subtitles | البروفيسر عمـل على راديو جوزة الهند ذاك لثلاثة أشهر |
Dondurucuda Hindistan cevizi var ama çoğu insan pek sevmez. | Open Subtitles | هناك جوزة هند في التَجْميد، الذي الكثير مِنْ الناسِ لا يَحْبّونَ. |
Elektronik'ten geçeyim, sana bir Hindistan cevizi sunacağım. | Open Subtitles | ساعدني يا إلهي في مادة الإلكترونيات و سوف أكسر جوزة هند |
Hindistan cevizi kadar ama sivriydi. | Open Subtitles | هذا كان رخوا هو ليس أكبر من جوزة هند لكن لا يوجد معنى |
İçinde Hindistan cevizi, kişniş otlu acı sos taze kuşkonmaz ve patates var. | Open Subtitles | لدي جوزة هند منعشة، كزبرة وصلصة فلفل حارِ، هليون , وبطاطا طازجة |
Şöyle yazın: "Yüksek seslere karşı ilgisiz ama arkasında bir ceviz kırıldığında arkasını dönüyor." | Open Subtitles | سجل هذا: لا يبالي بالضجيج المرتفع في حين يلتفت عندما تكسر جوزة خلفه |
Bunda çok az portakal kabuğu var ama hiç ceviz yok. | Open Subtitles | وهذا له قليلا من قشر البرتقال، ولكن لا جوزة الطيب. |
ceviz büyüklüğündedir ve daha çok büyümesinin imkânı yoktur. | Open Subtitles | إنه بحجم جوزة عين الجمل تقريباً.. ولا مجال لها في النمو أكثر. |
Şu Hindistan cevizini alamadığın için mi üzüdün yoksa? | Open Subtitles | أأنتِ حزينةٌ لأنّكِ لا تستطيعين الحصول على جوزة الهند تلك؟ |
Hem bir meşe tomurcuğu, hem de değişik bir şey gelişmeye başlar, mazı. | Open Subtitles | لا يتكوّن إلى جوزة لكن لشيء مختلف تماماً، عفص. |
Beynin daha fındık kadarken seni öldürmek istiyordum. | Open Subtitles | وددت قتلك حين كان عقلك في حجم جوزة بلّوط. |
Bu Hindistan cevizinden nasıl bu kadar güzel kase yaptığını bilemiyorum. Her tarafı delik dolu. | Open Subtitles | لا أعرف كم تصلح جوزة الهند هذه كفنجان فهي ملأى بالثقوب |
Seni istiyorum, benim güzeller güzeli Hindistan cevizim. | Open Subtitles | أريدك أنتٍ ، أنتٍ جوزة الهند الجميلة خاصتى |
- "Hayır, ben fıstığım." - "Hayır, benim." | Open Subtitles | ـ كلا انا جوزة ـ انا جوزة |
Ah, o Hindistan cevizinin düşmek üzere olduğunu biliyorum. | TED | أعلم عندما توشك جوزة الهند على السقوط |
Limonu koy hindistancevizine Ve iç güzelce... | Open Subtitles | وضعت الليمونة في جوزة * * الهند وشربتها بالكامل |
"...yalnızca bir fındığınızı paylaşabilirseniz, ben de kışı atlatabilirim." | Open Subtitles | لو كنتم تستطيعون جميعاً' " " 'إدخار جوزة واحدة 'أنا أيضاً أستطيع العيش في الشتاء' |