İçlerinde Booth'un yakın dostu John Surratt da var. | Open Subtitles | بالإضافة لصديق حميم لـ(بوث)، (جون سورات). |
John Surratt'ın bu adamları davet etmesi bir yana tanıdığını bile kanıtlamaya imkân yok. | Open Subtitles | مستحيل أن يثبت أن (جون سورات) يعرف هؤلاء الرجال حتى، ناهيك عن دعوتهم. |
John Wilkes Booth da sık sık John Surratt'ı ziyaret eder miydi? | Open Subtitles | هل كان (جون ويلكس بوث) أيضاً زائر متكرر لـ(جون سورات)؟ |
Efendim Louis Weichmann, John Surratt ile aynı odada kalmış. | Open Subtitles | سيدي، (لويس وايكمان) تشارك غرفة مع (جون سورات). |
John Surrat Bay Lloyd'u, Louis Weichmann'ı ve Tanrı bilir daha kaç kişiyi riske atabiliyorsa aynısını annesine yapmadığını kim söyleyebilir? | Open Subtitles | اذا (جون سورات) كان قادراً على وضع السيد (لويد), و(لويس وايكمان) والله يعلم كم عدد الآخرين في خطر، |
John Surratt'i istiyorlarsa altın tepside sunmalısın. | Open Subtitles | لو كانوا يريدوا (جون سورات)، فعليك تقديمه على طبق كبير. |
Davam yarın sonuçlanacak, John Surratt'a deyin ki teslim olmazsa, onun suçunun cezasını büyük ihtimalle annesi çekecek. | Open Subtitles | تلخيص قضيتي غداً، لذا أخبر (جون سورات) أنه ما لم يسلم نفسه، |
Mary Surratt'ın bugün, burada olmasının gerçek ve başlıca sebebi John Surratt onun oğlu olmasıdır. | Open Subtitles | يمكن أن يكون هناك لا شك بالنسبة للسبب الرئيسي والحقيقي أن (ماري سورات) هنا اليوم. إنه بسبب إبنها، (جون سورات). |
John Surratt onun için teslim olmuyorsa sen niye kendini paralayasın ki? | Open Subtitles | اذا (جون سورات) لن يسلم نفسه من أجلها، فإذن لماذا عليك فعل ذلك؟ |
Güneyli ve Kuzeyli halktan oluşan jüri heyeti John Surratt davasında ortak bir karara varamadılar. | Open Subtitles | هيئة محلفين من الشمال والجنوب لم يستطيعوا الإتفاق على حكم في قضية (جون سورات). |
John Surratt'ı bulmakla görevliydim. | Open Subtitles | كنت مكلفاً بالعثور على (جون سورات)، |
John Surratt bu suikastın suç ortağıysa yemin ediyorum ki insanlığın bildiği tüm cezaları çekecektir fakat annesi, böylesine yetersiz delillerle suçlu bulunursa hiçbirinizin güvende olmadığını söylemeliyim. | Open Subtitles | لو كان (جون سورات) جزءاً من هذه المؤامرة، فإني أدعوا الله أن يتلقى كل عقاب عرفه الإنسان، لكن لو أن أمه يمكن أن تدان على أدلة غير كافية كهذه، |
İstediğiniz kişi John Surratt. | Open Subtitles | إنه (جون سورات) من تريده. |
- Hemen John Surratt'ı görmeliyim. | Open Subtitles | أريد رؤية (جون سورات) حالاً. |
- John Surratt. | Open Subtitles | (جون سورات). |
Daha açık olmak gerekirse, John Surrat mı? | Open Subtitles | ألا تقصد (جون سورات)، لتكون أكثر دقة؟ |