Güzel, o zaman bu anı yakalamamın bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | جيد إذا أنت لا تمانع بأن أصور هذه اللحظة للأجيال القادمة |
Güzel, o zaman bu anı yakalamamın bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | جيد إذا أنت لا تمانع بأن أصور هذه اللحظة للأجيال القادمة |
Öyleyse, cuma akşamı için Güzel bir yerde rezervasyon yaptıracağım. | Open Subtitles | جيد , إذا سأدبر لك حجز للعشاء ليلة الجمعه في مكان لطيف, |
Ilımlı ele alınırsa dinin iyi bir şey olduğunu hep söylemişimdir. | Open Subtitles | دائماً ما أقول التدين جيد إذا أخذ باعتدال |
Eğer bu gereçlere ihtiyaç varsa, bu iyi bişi... | Open Subtitles | حسناً, هذا جيد إذا كانت التجهيزات مطلوبه |
Güzel o zaman, madem seni rahatsız etmiyorsa bana da bundan 50 tane çeker misin? | Open Subtitles | جيد إذا لا يزعجك إذا أيمكنك عمل 50 نسخة من هذا لي ؟ |
Güzel.Birlikte çalışacaksak önce çalışmalıyız | Open Subtitles | جيد إذا كنا سنعمل سويا يجب علينا أن نعمل سويا |
Güzel.Ben bir insana hatun ayarlarsam, ona bir gün vurur geçer. | Open Subtitles | جيد. إذا أُصبحُ a رجل بَعْض الحمارِ، يَحْصلُ عليه لمدّة يوم. |
Güzel. O halde korkacak bir şey olmadığını bil. | Open Subtitles | جيد , إذا أنت تعلمي أنه لا يوجد شئ تخافين منه |
Hâlâ havalı bir Avrupa villası varsa bu Güzel olur tabii. | Open Subtitles | هذا سيكون جيد إذا كان ما زال يملك هذه الفيلا الأوربية الرائعة |
Yetisip buralarda yasadigini hatirlamazsa çok Güzel olur tabii ki. | Open Subtitles | هل سيكون جيد إذا نمت ونضجت ولم تتذكر العيش هنا أبداً |
Güzel, kalmak için herhangi bir mecburiyet hissetme Rosa. | Open Subtitles | جيد, إذا لا تشعرين بأنه يتوجب عليك البقاء, روزا |
Yetişip buralarda yaşadığını hatırlamazsa çok Güzel olur tabii ki. | Open Subtitles | هل سيكون جيد إذا نمت ونضجت ولم تتذكر العيش هنا أبداً |
Güzel. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, Dover'a giden tren Londra köprüsü istasyonundan bu gece 8:45'te ayrılıyordu. | Open Subtitles | ...جيد, إذا كنت أتذكر بصورة صحيحة فالقارب البخارى لدوفر |
Bu Güzel, şayet izci bir kızla evliysen. | Open Subtitles | هذا جيد إذا كُنت متزوجاً من فتاة كشافة |
Güzel. Kese kağıtlı çocukla görüşmesini yasakladın. | Open Subtitles | جيد, إذا حرمتيها من رؤية ولد الحقيبة |
İyi bir iş bu. Öyle bakacaksın. | Open Subtitles | إنه واجب جيد , إذا نظرت إليه بهذه الطريقة |
Ve kulağa gerçekten garip geldiğini biliyorum ama eğer bana bir şans verirsen gerçekten iyi bir açıklamam var. | Open Subtitles | و أعرف أن هذا يبدو غريبا حقا و لكن لدي تفسير جيد إذا أعطيتني فرصة |
Bu tür şeylerden hoşlanıyorsan, gayet iyi bir şey bence. | Open Subtitles | حيث أعتقد أنّه جيد إذا كان بمثل هذا النوع من الأشياء |
Zor biridir ama tanırsan, iyi biri ve inanılmaz bir besteci olduğunu görürsün. | Open Subtitles | إنه معقد لكنه شخص جيد إذا عرفته عن قرب ومؤلف مذهل جدًا |
Harika. Neyse, gerekirse ona iyi bir eğitim verebiliriz. | Open Subtitles | ممتاز, لا تبالي, سنحضر له مُدَرب جيد إذا رجع الأمر عليه. |