Ama o bir katil sen söyledin işte bu işi yapmamak için iyi bir neden daha | Open Subtitles | لكنه قاتل قلت ذلك بنفسك وذلك سبب اخر جيد لعدم فعل ذلك |
Tamamdır. Elini yıkamaman için iyi bir sebebin var artık. | Open Subtitles | هاك، لديك سبب جيد لعدم الاغتسال |
Tamamdır. Elini yıkamaman için iyi bir sebebin var artık. | Open Subtitles | هاك، لديك سبب جيد لعدم الاغتسال |
O çivileri getirmemesi için iyi bir sebebi olsa iyi olur. | Open Subtitles | أراهن أن " كلارك " لديه عذر جيد لعدم جلبه هذه المسامير. |
Başkalarını tehlikeye sokmak için iyi bir mi oldun? | Open Subtitles | ضمير جيد لعدم تعريض قاصرٍ للخطر؟ |
Görünen o ki Wheeler'a güvenmemek için iyi sebepleri varmış. | Open Subtitles | اتضح أن هنالك سبب جيد (لعدم ثقتها بـ(ويلر |
Sonuçta Max'in geri dönmemek için iyi bir nedeni var. | Open Subtitles | على الأقل لدى (ماكس) سبب جيد لعدم العودة |
Dedektif Decker'la yatmadığın için iyi hissediyorsun yani. | Open Subtitles | (أنت تشعر إذن بشعور جيد لعدم نومك مع المُحققة (ديكر |