Bakkalda daha fazla para kazanabilirsin, üstelik iyi ve kalıcı bir iş. | Open Subtitles | نحن نعرف أنك ستحصل على أكثر من محل البقالة و هو عمل جيد و دائم |
İmparatorluk Donanması'ndan emekli bir subay. Çok iyi ve cesur bir adam. | Open Subtitles | ضابط متقاعد من الأسطول البحري الإمبراطوري، رجل جيد و شجاع. |
Onun gönlünü kazanır, iyi ve zengin bir adam. | Open Subtitles | سوف ينجح بإقناعه إنهُ رجلٌ جيد و ذو ثروة |
Bir zaman önce, Formula 1 yarışı kazanmak için bütçenizi alıp bu bütçeyi bahis olarak iyi bir şöföre ve arabaya yatırırdınız. | TED | كان سابقاً اذا اردت ان تفوز بسباق الفورملا 1 تأخذ ميزانيتك ، و تراهن بهذه الميزانية على سائق جيد و سيارة جيدة. |
Bay White, deneyimsiz olduğumu biliyorum, ama iyi bir yazarım ve çok çalışırım. | Open Subtitles | سيد وايت, أنا أعلم أنني افتقر الخبرة، ولكن أنا كاتب جيد و مجتهد. |
Jed ve diğer çocuklardan da bir şey öğrenemedim. | Open Subtitles | جيد و الأولاد لم يفيدوني بالشيء الكثير أيضاً |
Güzel. Ve,birgün kızkardeşin gibilere yardım edebilecek, sıradışı bir onkolog olabilirsin. | Open Subtitles | جيد و اسمع في يوم ما ربما ستكون عالم أورام مذهل |
Bu çok iyi ve sağlamdır, uzun süre kullanılabilir, hem de az öncekinin yarı fiyatına. | Open Subtitles | إنه جيد و قوي و يلائم أغلب الألبسة و هو بنصف سعر الإمبراطوري |
- İyi ve onurlu bir adamdı. - Satanist cenazesi istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان رجل جيد و شريف - أطالب بجنازة شيطانية - |
İyi ve zamanında ödüyorsun. | Open Subtitles | انت تدفع بشكل جيد, و تدفع بشكل منتظم,لذا |
Tanrı insanlara iyi ve kötü kan vermiştir. Sonuç budur. | Open Subtitles | الله يُكسب الناس دم جيد و دم سيء، وهذه نهاية الأمر. |
Tabiki, onlar iyi ve kötü büyülerin bulunduğu bir dünyada yaşadı. | Open Subtitles | ... بالطبع , عاشوا في عالم به سحر جيد و سيء |
Hepsi iyi ve güzel ama bu iş hakkında ne biliyorsun? | Open Subtitles | هذا جيد و رائع. ولكن هل تعرف اي شيء عن هذا العمل؟ |
Kendisine iyi ve işbirlikçi askerler kanıtlıyor gibi. | Open Subtitles | غالبا سيكون أثبت نفسه كجندي جيد و متعاون |
Ben Lord Zedd, iyi ve dürüst olan her şeyin düşmanıyım. | Open Subtitles | أنا اللورد (زد) العدو اللأول لكل ما هو جيد و محترم |
Sen iyi ve bu dünyada güzel olan her şeyi vardır. | Open Subtitles | أنت كل شيء جيد و جميل في هذا العالم |
Sen iyi bir arkadaşsın ve ben bunu çok sık söylemem. | Open Subtitles | أنت صديق جيد و أنا لا أقول هذا بما فيه الكفاية |
Gördüğüm tek şey, iyi bir öğrenci olduğun ve sana saygı duydukları. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي رأيته هو أنك كنت طالب جيد و أنهم يحترمونك |
Senenin en onemli derslerinden biri bu oldu, iyi bir insanmis gibi gorunmeye calistikca, yavas yavas daha iyi bir insana donustum. | TED | كان هذا واحد من الدروس الضخمة كنت تقريبا اتظاهر باني شخص جيد و اصبحت شيئا قليلا من شخص جيد. |
Hey, Jed ve Octavius'u aramaya devam etmemiz gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | مهلاً ألا ينبغي لنا أن نبحث عن (جيد) و (أوكتافيس) |
Jed ve Octavius, minibüsleri dışarda. Gidin ve icabına bakın. | Open Subtitles | "جيد و اوكتافيوس" اذهبوا الى الموقف |
Aşk, aynen diğer güzel ve doğru şeyler gibidir. Büyümesi, gelişmesi zaman alır. | Open Subtitles | الحب ، يجعل كل شيء جيد و صادق و يأخذ وقتاً حتي يتفتح و يزهر |