Fransız Milli Meclisi'nin üyesi Jean-Marc Revet'in malikânesi. | Open Subtitles | عقار جين مارك رافيس. عضو الفرنسيين الجمعية الوطنية. |
Ama o salak Jean-Marc, Noel'de ziyaretime geldiklerinde Spencer'ın penceresinin altında, emeklemekte olan birini gördüğünü sandığını söyleyip durmuştu. | Open Subtitles | ولكن (جين مارك) الغبي قال أن رأى شخص ما يخرج من نافذة (سبنسر) عندما كانوا هنا لأجازة عيد الميلاد |
Eğer kaynaklama hatalarımdan dolayı Jean-Marc kötü bir rapor yazarsa sözleşmem yenilenmez. | Open Subtitles | وإن وضع (جين مارك) تقرير عن أخاطئي باللحام, فلن يتم تجديد عقدي. |
Onun burada olması da oylamayı etkileyebilir. Bu yüzden Jean-Marc da kalabilir. | Open Subtitles | تتواجد هنا, قد تؤّثر على التصويت أيضاً، لذا يمكن لـ(جين مارك) البقاء. |
Jean-Marc bir kaç insanla görüşüp onlara Sandra'yı işten çıkarmayı tercih ettiğinizi söylemiş. | Open Subtitles | (جين مارك) تحدث لأناس وأخبرهم بأنك تفضل إقالة (ساندرا). |
Orada insanları etkileyen Jean-Marc olmadan yapılacak yeni bir oylama daha dürüst olurdu. | Open Subtitles | تصويت جديد سيكون أكثر نزاهةً. مع عدم وجود (جين مارك) كي لا يؤثر على قرارة الناس. |
Çünkü Jean-Marc bazı insanlarla konuşup onları korkutmuş. | Open Subtitles | لأن (جين مارك) قد تحدث لبعض الأشخاص ليُخيفهم. |
Pazartesi yeni bir oylamaya yapılmasını kabul etti çünkü Jean-Marc'ın çalışanlara söylediği şeyler onları etkiliyor ve korkutuyor. | Open Subtitles | لأن (جين مارك) قد تحدث مع أشخاص أخرين ليُأثر عليهم, ويُخيفهم. |
Jean-Marc çalışanlara bir şeyler söyleyip korkutmuş ve oylamayı etkilemiş. | Open Subtitles | أثّر (جين مارك) على التصويت بقول أشياء للناس لإخافتهم. |
Muhtemelen Jean-Marc sizi arayıp depresyonumdan sonra eskisi gibi çalışamayacağım söylemiştir. | Open Subtitles | ربما (جين مارك) إتصل بكم ليخبركم بأني عاجزة عن العمل كما كنت بعد نوبة الإكتئاب, هذا غير صحيح, أنا جاهزة. |
Pazartesi günü yeni bir oylama yapmamıza izin verecek çünkü Jean-Marc, Dumont'un zaten personel çıkartacağını söyleyerek diğerlerini etkiledi. | Open Subtitles | وسيسمح لنا بتصويتٍ آخر لأن... (جين مارك) أثّر على الناس بإخبارهم أن (دومونت) أراد تسريح موظفين بأية حال. |
Bunu daha önce Jean-Marc ile konuştum. | Open Subtitles | أخبرت (جين مارك) ذلك بوقت سابق. |
Jean-Marc benim oyum sayesinde kazandığını söyleyecek. | Open Subtitles | (جين مارك) سيقول بأنك إنتصرت بسبب صوتي. |
Jean-Marc gelmeyecek demiştik! | Open Subtitles | قلنا أن (جين مارك) لن يتواجد هنا! |
Bu konuda Jean-Marc ile görüş. | Open Subtitles | راجعي (جين مارك) بهذا الأمر. |
- Jean-Marc ile mi görüştün? | Open Subtitles | -هل رأيت (جين مارك)؟ |
Jean-Marc haklı. | Open Subtitles | (جين مارك) مُحق. |
Benim gibi sen de Jean-Marc'tan korkuyorsun. | Open Subtitles | إنك مثلي, خائف من (جين مارك). |