"جِئتَ" - Traduction Arabe en Turc

    • geldin
        
    • geldiniz
        
    • geldiğin
        
    • geldiysen
        
    • Geldiğine
        
    • gelmedin
        
    Evet, buraya bana köpeği göstermek için mi geldin? Open Subtitles جيّد، الآن، هَلْ جِئتَ هنا لتَرينى ذلك الكلبِ؟
    Momoko, buraya ölümü aramak için mi geldin? Open Subtitles موموكو ، تَقُولُين بأنّك جِئتَ لتَعمَلِ بَعْض البحث عن الذّاتِ هنا؟
    Hala inanamıyorum, buralara kadar geldin,.. Open Subtitles أنا ما زِلتُ لا أَستطيعُ الإعتِقاد بانك جِئتَ طول الطّريق الى هنا،
    Sanırım onca yolu beni donumun içinde görmek için geldiniz. Open Subtitles لذا، أَحْزرُ بأنّك جِئتَ كُلّ هذا الطريق لرُؤيتي في خادماتِي.
    geldiğin tekneyle geri dönmeni tavsiye ederim. Open Subtitles أَقترحُ بأنّك تَجتازُ على المركبِ جِئتَ فيه على.
    Benimle aynı nedenden dolayı geldin. Open Subtitles جِئتَ من أجل نفس السبب الذي جئت أنا من أجله.
    Geçen haftaki toplantıya oyun suratınla geldin. Skora baktın. Open Subtitles جِئتَ إلى اجتماع الأسبوع الماضي بوجهك اللعوب تبحث عن الفتيات
    Geçen hafta, buraya tek başına geldin. Open Subtitles الأسبوع الماضي، جِئتَ هنا لوحده بعد ساعاتِ.
    Saygılarını iletmeye mi yoksa kız kardeşimi düzmeye mi geldin? Open Subtitles جِئتَ لدَفْع كَ يَحترمُ أَو يُمارسُ الجنس مع أختِي؟
    Tüm bu yolu bunu söylemek için mi geldin? Open Subtitles جِئتَ طول الطّريق خارج هنا لإخْباري ذلك؟
    Sanırım yedek üniformanı almaya geldin. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّك جِئتَ لإلتِقاط زيّكَ الرسمي الإحتياطيِ.
    Bana geldin ve şirket görev suistimalini açıklamazsa bizi savcılığa şikayet edeceğini söyledin. Open Subtitles جِئتَ لي،و قُلتَ إذا الشركةِ لَمْ تعلنْ سوءَ تصرف مهني ستُبلغُ عنا للمدّعي العام
    Bunu başıma kaktın borçlu olduğumu söyledin şimdi ise tahsilata geldin. Open Subtitles حَكمتَ رأسي و قُلتُ بأنّي مدين لك،والآن جِئتَ لسداد دينك
    Bilirsin, direkt onu görmeye geldin ve senin geldiğini bilmiyordum. Open Subtitles تَعْرفُ، جِئتَ لرُؤيته مباشرة، أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّك قادم.
    Yani benden halk önünde aşağılanmamı istemek için geldin. Open Subtitles أوه، لذا، جِئتَ للسُؤال عن إذلالِي العامِّ.
    Buraya benimle dalga geçmek için mi geldin? Open Subtitles هَلْ جِئتَ هنا لتوريطى بأمر ما؟
    Çok şükür, tam zamanında geldiniz. Open Subtitles إشكرْ اللهك جِئتَ متى أنت عَمِلتَ.
    Demek Avrupa'dan yeni geldiniz. Open Subtitles لذا، أنت تَواً جِئتَ مِنْ أوروبا؟
    Hangi gemi ile geldiniz, doktor? Open Subtitles ما السفينة التى جِئتَ عليها ، يا دكتور؟
    Bana buraya söylemeye geldiğin şeyden korkma. Open Subtitles لا تَكُنْ خائف من الذي جِئتَ هنا لإخْباري.
    Blaisdell, eğer yardıma geldiysen, biz seni istemiyoruz Open Subtitles بليسديل، إذا جِئتَ لعَرْض مساعدُتك، فنحن لا نُريدُها.
    Oh, Leo, Geldiğine çok sevindim. Open Subtitles أوه، الأسد، أَنا مسرورُ جداً جِئتَ فيه.
    En azından devletin başını bekliyordum. Görüşme yapmaya gelmedin, değil mi? Open Subtitles بالتأكيد أنت مَا جِئتَ هنا للتَفَاوُض، سّيد بوند؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus