Fakirlere insanların böbreklerini ihtiyacı olan zengin hastalara satmalarına yardım ediyordu. | Open Subtitles | مساعدة الفقراء ببيع كلاهم ، للمرضى الذين هم في حاجة إليها. |
İlaç kutusunu yanımıza alacağız. İhtiyacı olabilir. | Open Subtitles | سأخذ حقيبة الطب ، وربما هو في حاجة إليها. |
Orada bir skalpel ve kaburga açacağı var eğer ihtiyacın olursa. | Open Subtitles | هناك وتضمينه في مشرط وضلع رش إذا كنت في حاجة إليها. |
Sadece Tanrı'nın yardım ettiğini en çok ihtiyacın olduğu anda yardımcı olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | فقط يد الله تعطيك بعض المساعدة عندما تكون فى حاجة إليها |
İlham için ihtiyacım oluyor. | Open Subtitles | اسمعي ، أنا في حاجة إليها من أجل الإلهام |
Çocuklar, kıyıya dönmek için ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | يا رفاق ، نحن ستعمل في حاجة إليها للحصول على العودة إلى الشاطئ. |
- Yalanlara hiç Gerek yoktu. - Tüm kalbimle öyle umuyorum. | Open Subtitles | ـ لا حاجة إليها ـ أتمنى من كل قلبي ألا تكون كذلك |
Bunlara uzun zaman ihtiyaçları olmaz, ama bizim işimize yarar. | Open Subtitles | لم يعودوا في حاجة إليها , ولكن يمكن أن تكون مفيدة لنا |
Ama ona ihtiyacım var. Umurumda değil onun... | Open Subtitles | ولكني في حاجة إليها.لا يهم إذا كانت |
NATO'nun Polonya sınırındaki insansız hava araçlarına ihtiyacım var. | Open Subtitles | حلف شمال الاطلسي لديه طائرات بدون طيار على الحدود الشرقية بولندا وأنا في حاجة إليها. |
İhtiyacı olan yardımı almış. | Open Subtitles | يبدو أنه حصل على كل المساعدة التي هو في حاجة إليها. |
İhtiyacı olan arkadaşlarına yardım ediyor olurdu. | Open Subtitles | وقالت انها تريد أن تساعد صديقاتها في حاجة إليها. |
Kotaya ulaşmak için obamızın onlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | لواء لدينا في حاجة إليها للوصول إلى حصص لدينا. سيئة للغاية. |
Şantaj yapabileceğin bir doktor bulup ihtiyacın olan ilaçları aldın. | Open Subtitles | وجدتِ طبيباً يُمكنكِ إبتزازه لإعطاؤكِ الأقراص الطبية التي كنتِ في حاجة إليها. |
Ama sen ihtiyacın olan yardımı aldın. | Open Subtitles | ولكنّك حصلت على المساعدة التي كنت في حاجة إليها. |
Beni bu dertten kurtarıp ihtiyacın olmadığını söyleyebilirdin. | Open Subtitles | ولكن كان من الممكن أن توفر علي بعض العناء وتخبرني أنك لست في حاجة إليها |
Bu binanın aşağısında ne olduğuna dair kesite ihtiyacım var HEMEN! | Open Subtitles | أحتاج إلى المقطع العرضي للما هو تحت هذا المبنى. أنا في حاجة إليها الآن. |
Hayır, yalnızca ona ihtiyacımız olursa desteğimiz olacak diyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أقصد أننا لدينا دعم إن كنا في حاجة إليها |
Russell masumsa, asıl katilin kimliğini bulmak için ipuçlarına ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | اذا كان رسيل بريئا سنكون في حاجة إليها بحثا عن أدلة لأيجاد هوية السفاح الحقيقي |
- Ki eminim bunu zaten hatırlarsın. O yüzden buna Gerek.. | Open Subtitles | و بنظرتي في وجهك عرفت أنك بالتأكيد ستتذكرين هذه الصورة لذا لم يعد لي حاجة إليها |
- Hayır, çünkü Dünya'yı koruyan Koltuk'a güç vermeye ihtiyaçları var. | Open Subtitles | حسنا ، لا ، لأنهم في حاجة إليها لتشغيل المقعد لحماية الأرض |
-Peg, ona ihtiyacım var. Ve ona şimdi ihtiyacım var bebek. | Open Subtitles | الوتد، أنا في حاجة إليها وأنا في حاجة إليها الآن، وطفل رضيع! |