11 yaşındayken ailem bir akşam yemeğinden dönerken çok korkunç bir kaza geçirdiler. | Open Subtitles | كان أبواي عائديْن إلى المنزلِ مِن العشاء لمّا كنتُ في الحادية عشر، وكانا قد تورّطا في حادثةٍ مروّعةٍ جدًّا. |
Sanmıyorum ama insan bedeni böylesi bir kaza sırasında aşırı güce maruz kalır. | Open Subtitles | ليسَ مُرجّحًا، لكنّ الجسد مُعرّض لعنفٍ كبير في حادثةٍ كتلك. |
içimde kötü bir his dışında bu olmayabilir bir kaza olmuş. | Open Subtitles | لا يوجدُ بعجبتي سوا إحساسٌ سئ بأنَّ هذه ليست مجردُ حادثةٍ وإنتهى |
Her kaza, her maktulün haftalık rutininde anlam taşıyan bir yerde olmuş. | Open Subtitles | لقد كانت كلُ حادثةٍ محلُ إهتمامٍ كبير في روتينِ الضحيّةِ الأسبوعي |
Çok özel bir kaza geçirdim. | Open Subtitles | اتهموني بقتلها في حادثةٍ ما |
Böylece, başka bir kaza yaşamayız. Güzel. | Open Subtitles | لِكي نمنعُ حُدوث حادثةٍ أخرى؟ |