"حادثًا" - Traduction Arabe en Turc

    • kazaydı
        
    • kaza
        
    • Kazara
        
    • kazadan
        
    • Kazayla
        
    Belki de bir kazaydı. Open Subtitles لربّما كان الأمر كلّه حادثًا عارضًا
    Ama olanlar korkunç bir kazaydı. Open Subtitles لكن ما قد حصل كان حادثًا مروعًا.
    - Hayır anne. kazaydı ya. Open Subtitles كلّا يا أمي، بحقّك، كان الأمر حادثًا.
    diyoruz. İspanyolca konuşlar ise eylemin kaza olduğu durumlarda yapanı hatırlamıyor, yine de bunun bir kaza olduğunu daha iyi hatırlıyorlar. TED في حين أن المتحدث بالأسبانية أقل احتمالاً لتذكر من كسرها إن كان الأمر حادثًا، ولكنهم سيتذكرون أن الأمر كان حادثًا.
    Geçen hafta orada bir yangın çıktı. Medya olayı "kaza" olarak duyurdu. Open Subtitles الأسبوع الماضي, المكان أُحْرِقَ الإعلام سمّاه حادثًا
    Bunun bir kaza olmadığının farkındasın. Çaylak bir itfaiye gelse bile anlardı. Open Subtitles تعلمين أنّها لم تكُن حادثًا أيّ إطفائيّ مبتدئ كان ليدرك ذلك
    Bana inanmalısın. Bir kazaydı o. Open Subtitles عليك أن تصدقني، كان الأمر حادثًا
    Evet, bu bir kazaydı. Open Subtitles أجل , كان حادثًا
    O bir kazaydı. Open Subtitles لقد كان حادثًا.
    Canım, bu gerçekten kötü bir kazaydı. Open Subtitles حبيبتي، لقد كان حادثًا مروعًا
    Hayır, hayır. Bir kazaydı. Open Subtitles لا، كان ذلك حادثًا
    Bir kazaydı, değil mi? Open Subtitles لقد كان حادثًا أليس كذلك؟
    - Düşünmüyordum, bir kazaydı işte. Open Subtitles لم أكن أفكر، لقد كان حادثًا
    Bir kazaydı, yemin ederim. Open Subtitles لقد كان حادثًا, أقسم لك
    Başka bir sürücüyle yaşanan arkadaşça bir anlaşmazlığa kaza derseniz tabii. Open Subtitles هذا إن سمّيت خلافًا ودّيًا مع سائق آخر حادثًا.
    Şu uyuşturucu olayının altını iyi çiz ve yerinde olsam ateş meselesinin kaza olduğunu söylerdim. Open Subtitles اشتد به ادمان المُخدّرات، قطعًا سأقول أنّ الحريق كان حادثًا.
    Babamla ben yoldayken kaza geçirdik. Yolda leşler vardı. Open Subtitles أنا وأبي عانينا حادثًا بالسيارة، والمتعفّنون كانوا على الطريق.
    Şimdi iddia makamı sizi bunun muhtemelen bir kaza olamayacağına ikna etmeye çalışacak. Open Subtitles نفس الليله بالضبط التي توفي فيها سكوتي الآن القضاء سيحاول اقناعكم بأن هذا لايمكن أن يكون حادثًا
    Bunun bir kaza olmadığını ispatladılar. Open Subtitles لقد أثبتوا بالفعل أنه لم يكن حادثًا
    Olay da bu. kaza falan değilmiş. Open Subtitles هذا هو الشيء هذا لم يكن حادثًا
    Çünkü dosyayı Kazara ölüm diyerek kapatabilirsin. Yani düşüneceğin cinayetler bir tane azaldı. Open Subtitles لأنّه يمكن ختم القضيّة بوصفها حادثًا أي نقصت جريمة ممّا تهتمّين به
    Aslında kazadan çok kardeşimin bıçakla bağırsaklarımı deşmesi diyebiliriz. Open Subtitles لم يكُن حادثًا تحديدًا، بالأحرى حاول أخي أن يقضّ أحشائي بسكّين صيد.
    Anne, Kazayla oldu. Open Subtitles أمّاه، لقد كان حادثًا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus