Herhangi bir otobüs rotası bu çemberle eşleşiyor mu bak bakalım. | Open Subtitles | تحققي إذا كانت هنالك أية مسارات حافلات تتسق مع هذه الدائرة. |
otobüs durağındayız. Burası resmi, yetkili bir otobüs durağı! | Open Subtitles | نحن في موقف حافلات ، هذا موقف حافلات مُرخص و رسمي |
Dışarıda tabela gördüm. Burada otobüs durağı mı var? | Open Subtitles | رأيت لوحة بالخارج، هل توجد محطة حافلات هنا ؟ |
Ellerinde kameraları ile her gün gelen otobüsler dolusu turiste işaret etti. | TED | وأشار الى حافلات السياح الذين يقدمون كل يوم بكاميرات مُعدة للتصوير في العادة |
Mekânı güzelleştirmek için otobüs olayını yaptık yani bu duyduğun vinç sesi yeni otobüs taşıyor anladın mı? | Open Subtitles | إننا نعمل على مجموعة حافلات لم نكن راضين عن الموقع لذا تلك الرافعة التي سمعتيها تنقل الحافلات لمكان جديد |
Arkadaşlar! Dünyanın en iyi otobüs şoförü kim? | Open Subtitles | أليكم كلكم من هو أفضل سائق حافلات رأيتموه |
Bak, bir havayolu ya da otobüs şirketin varsa... herhangi bir taşımacılık işindeysen... | Open Subtitles | اسمع,لو أنك تملك شركة طيران أو شركة حافلات |
Bayım, buradan Kiriptu'ya otobüs kalkıyor mu? | Open Subtitles | سيدي هل هناك أيّ حافلات إلى كيريتكابور مِنْ هنا؟ |
Bu vardiyada bir sürü otobüs olacak galiba. | Open Subtitles | إنها نهاية الوردية سيكون هناك حافلات كثيرة |
Şimdi vardiya bitimi, tabii ki pek çok otobüs olacak. | Open Subtitles | إنها نهاية الوردية سيكون هناك حافلات كثيرة |
12 millik yol üzerinde eş zamanlı çalışan 3 tane 33 numaralı otobüs var. | Open Subtitles | هناك ثلاث حافلات رقمها 33 يتحركون معا في مسلك 12 ميل |
Ayrıca amigo kızlarla uzun otobüs yolculukları da var. | Open Subtitles | بالإضافة لرحلات حافلات طويلة مع المشجعات |
Çoğu buraya her biri 90 dakika süren 3 otobüs yolculuğu yaparak geliyor. | Open Subtitles | أيضا , على معظمهم للوصول إلى هنا أخذ ثلاث حافلات يستغرق 90 دقيقة كل في طريقه |
Tamam, otobüs durağının yanında bir telefon kulübesinde duruyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا في هاتف عمومي بجوار موقف حافلات |
Bu çok aptalca geliyor... ama annelerimizin bir anlamda... otobüs şöförü olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | هذا سيبدو غريباً ولكنى رأيت أن أمهاتنا جميعاً سائقى حافلات |
Ne taksi ne otobüs ne tren. | Open Subtitles | لا حافلات .. لا قطارات .. لا سيارات اجرة لاشيئ |
- Evet,.. Üzerlerinde zaman sensörleri bulunan yüksek teknoloji ürünü otobüsler,.. | Open Subtitles | حافلات الكترونية تستخدم اجهزة استشعار للوقت على الحافلات |
Her iki blokta bir tahliye merkezine giden otobüsler var, hanımefendi. | Open Subtitles | هناك حافلات تذهب لمركز الإخلاء موجودة عند كل مربعين سكنيين لقد أنتهيت للتو من التحميل للسيارة |
Kalitesiz metalden yapılmış okul otobüsleri işte. | Open Subtitles | إنها حافلات المدرسة الرخيصة ومعدنها الخفيف |
Evet, gelmek için otobüsün yolunu kesmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اجل ، إحتجزتُ في واحدةٍ من حافلات المدينة |
Çocuklar ya otostop çeker, ya da otobüse biner. | Open Subtitles | حسناً,الأطفال,إما أنهم يوقفون سيارات أو يستقلون حافلات. |
On dakika kaldi, havalandirmali vagonlar, Mount Vernon, Poughkeepsie... | Open Subtitles | عشرة دقائق تعالوا حافلات مكيفة قمة فيرنون, بوجبسكى |
Bir kitap için araştırma yapıyorum ve otobüste biri bebeğini unutursa ne yapabileceğini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا كنت أبحث عن كتاب و كنت أتسائل إذا كان أحدهم ترك طفل في إحدى حافلات المدينة ؟ |
Minibüse uzak olanlar veya yavaş yürüyenler Vikram'ın kuzenlerinin araçlarına binebilirler. | Open Subtitles | ومن كان بعيدا عنها، أو بطيء الحركة يمكنه استخدام إحدى حافلات نسيبه، ومعا |
Yolcu otobüslerinde kaçakçılık yapılıyor. | Open Subtitles | تهريب البضاعة في حافلات المسافرين. |