"حالةِ" - Traduction Arabe en Turc

• davasında
• davasından
• davasındaki
• davasıyla

Beechum davasında tanık çocuk, hakkında bir kayıt var mı?
على حالةِ Beechum، كَانَ هناك a سجل a طفل مَنْ كان a شاهد؟

Pearl davasında Hintli kadın hakkında şaşırtıcı sorular.
"أسئلة مُحَيِّرة حول السيدةِ الهنديةِ في حالةِ بيرل. "

Evet, Bensley davasından beri belediye işleri iyi takip ediyor.
نعم، المدينة ما زالَتْ حقاً تُهاجمُ مُنذُ أن حالةِ بنتلي.

Roth davasından sonra Louisiana'da asistanlığa gitmiş.
غادرَ بعد حالةِ روث لa ما بَعْدَ doc في لويزيانا.

Beechum davasındaki müfettişlerden birini izle.
حَسّنْ أوضاع رغم ذلك، يَتعقّبُ المحقّق في حالةِ Beechum.

Holstein davasındaki delili bulamıyorum.
أنا لا أَستطيعُ إيجاد الدليلِ في حالةِ Holstein.

Başkomiserim, Sutter davasıyla ilgili beni mi görmek istediniz?
القائد، أردتَ الرُؤية ني حول حالةِ سوتير؟

Nick, Holstein davasında bir parmak izi bulduk.
نيك، أصبحنَا a طبعة مِنْ حالةِ Holstein.

Sasha Katsaros davasında bir gelişme oldu.
هناك a تطوير في حالةِ ساشا Katsaros.

Sen Cuesta davasında mısın?
- أنت على حالةِ Cuesta؟

Mike Vargas davasından mı söz ediyorsunuz?
أنت لَنْ تُحيلَ إلى حالةِ مايك Vargas؟

Onlar Hammond davasındaki bağlantılarım.
هم , uh، إتصالات على حالةِ Hammond.

-Munro davasıyla ilgiliymiş.
- شيء عن حالةِ مونرو.

Beechum davasıyla ilgili.
هي حول حالةِ Beechum.