O kötü durumda, bayım. Bütün gün hiçbirşey yemedi. | Open Subtitles | انه فى حالة سيئة ياسيدى انه لم ياكل شىء طوال اليوم |
Yerel patalojistler kalıntıların epey kötü durumda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال أحد الأخصائيين المحللين في علم الأمراض بأن البقايا في حالة سيئة جداً |
Carter kötü durumda hemen bir tıbbi ekip lazım. | Open Subtitles | انظروا ، كارتر في حالة سيئة. ونحن بحاجة إلى فريق طبي هنا على الفور. |
Çok kötü durumdaydı ama nişanlın yaşamak istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان في حالة سيئة لكن خطيبك كان يريد أن يعيش رأيت ذلك في عينيه |
İçimde kötü bir deja vu hissi var. O davada çalışmamıştım. | Open Subtitles | علىّ أن أخبرك لدى حالة سيئة مع الذكريات لم أفهم الحيلة |
- Durumu kötü. - Kaldıramaz mısınız? | Open Subtitles | ـ إنه في حالة سيئة ـ ألا يمكن إزاحتها من فوقه؟ |
Gerçekten kötü durumda. Lütfen. O benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | انه في حالة سيئة, أرجوكِ .انه أعز أصدقائى, أرجوكِ |
En iyi oldukları zaman. Ama sorun, sevildiğini hissetmek için kötü durumda olmak zorunda olman. | Open Subtitles | , لكن المشكلة هي لكي تشعري بالحب عليكِ أن تكوني في حالة سيئة |
Her ne kadar arkadaşlarımı kötü durumda görmeyi sevsem de, ki bu kendimi üstün hissettiriyor, artık eğlenceli gelmiyor. | Open Subtitles | أحب رؤية اصدقائي في حالة سيئة لأن ذلك يشعرني بالتفوق |
Ülkenin kötü durumda olduğunu duyup duruyordum. | Open Subtitles | كنت لا أنفكُّ أسمع أن هذه البلاد كانت في حالة سيئة للغاية |
Pomeranyası gerçekten kötü durumda. | Open Subtitles | يا كلب صغير طويل الشعر لها، وقالت انها في حالة سيئة حقا. |
Evet, Manheim bayağı kötü durumda olduklarını söyledi. | Open Subtitles | أجل,مانهيم قال أنهم كانوا في حالة سيئة للغاية |
Böyle bir fırtına sonrasında kötü durumda olan pek çok kişi olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ثمة العديد من الأشخاص في حالة سيئة جداً بعد العاصفة، ألا تعرف؟ |
Ona çok kötü durumda olduğunu söyleyin. Berbat olduğunu. | Open Subtitles | ،أخبريها إنه في حالة سيئة ،إنه يزداد سوءً |
Oldukça kötü durumda, stefan konum gibi ha, bak? | Open Subtitles | أنت تبدو وكأنك كنت في حالة سيئة جدا، ستيفان، هم؟ |
...dün geceki korsenin içine giydiğin dantelli yelek ne kötü durumdaydı. | Open Subtitles | حالة سيئة من الهرولة... بسبب التعب الليلة الماضية |
kötü durumdaydı ama savaştı. | Open Subtitles | لقد كان في حالة سيئة لكنه قاوم ذلك |
Şimdiye kadar anlaşılmıştır ki bu kitap çok kötü bir durumda. | TED | ينبغي أن أذكّركم بأنّه الآن في حالة سيئة. |
Ülkenin Durumu kötü ve geniş çerçevede bu durumun da bunda parmağı var. | Open Subtitles | هذه البلاد في حالة سيئة ويجب ان تعمل , في جزء كبير منه , كما اعتقد |
Eğer bunu bir randevu olarak algılıyorsan, sosyal hayatın oldukça Berbat olmalı. | Open Subtitles | , لو انكِ تعتبرين هذا موعداً غرامياً فحياتكِ الاجتماعية في حالة سيئة |
- İyiyim. Elinin durumu hiç iyi değil. | Open Subtitles | . إنها فى حالة سيئة حقا |
Boyun travması var! | Open Subtitles | عندنا حالة سيئة جداً |
Yüzlerce kadın ve çocuk durumları çok kötüydü, özellikle de geminin orta kısmındakiler. | Open Subtitles | المئات من النساء والأطفال كانوا في حالة سيئة ، خصوصا من كان بالأسفل |