Hayır üzgünüm. komada olan hiç küçük kız yok. | Open Subtitles | لا , آسفة ليس لدينا أيّ فتاة في حالة غيبوبة |
Bazıları komada olduğunu söylüyor. Ve bazıları da çoktan öldüğünü ama gerçeği bizden gizlediklerini söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقول بأنه في حالة غيبوبة و البعض الآخر يقول بأنه قد مات، و لكن تم ابقاء الأمر سراً حتى يجعلون منه أسطورة |
Bardaki tek tanığımız şimdi komada demek. | Open Subtitles | وبالتالي شاهدنا الوحيد في البار الآن في حالة غيبوبة. |
Örneğin aşırı dozda eroinden komaya girmiş bir adam gelirse ve adam ölmek üzereyse ona bu ilacı verdiğinizde uyuşturucu hazneleri doğrudan beyne gider. | Open Subtitles | يأتي الشخص المدمن في حالة غيبوبة وفي طريقه للموت نحقنه بهذا المخدر |
Ama kazanın verdiği hasarlar onu kalıcı bitkisel bir hayata soktu. | Open Subtitles | لكن الإصابات الناجمة عن حادثته قد تركته في حالة غيبوبة دائمة |
Bir akıl hastası olabilir ya da komadaki birisi. | Open Subtitles | يمكن أن يكون مريضا عقليا او شخصا ما في حالة غيبوبة. |
Taburcu edildiğinde bu hastaların hepsi komadaymış. - Evet. | Open Subtitles | كل واحد من أولئك المرضى كان في حالة غيبوبة عندما صُرفوا من هنا |
- Görevden koma halinde dönmüş. | Open Subtitles | عاد من مهمّته وهو في حالة غيبوبة. |
Bu sabah, bir bekçiyi elektrik sandalyesine oturdu ve dövdü diğer nöbetçiyi ise komada bıraktı. | Open Subtitles | هذا الصباح، قام بصعق حارس بالكهرباء وترك حارس آخر في حالة غيبوبة. |
Gözlerinin kapalı olması için illa ki komada olması şart değil. | Open Subtitles | العيون المغلقة ليست بالضرورة ان تكون حالة غيبوبة |
Onu gördüğüm tek zaman komada olduğu zamandı. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي كنتُ به معها , عندما كانت في حالة غيبوبة |
Araba yoldan çıkıyor ve ağaca vuruyor. O günden beri de annem komada. Bunun için adamı mı suçluyorsun? | Open Subtitles | انحرفت السيارة عن الطريق واصطدمت بشجرة ودخلت أمي في حالة غيبوبة منذ ذلك الحين |
Ölmemiş ama komada olan bazıları gömülmüş müydü? | Open Subtitles | -حيث بعضهم مدفون بالفعل وفي حالة غيبوبة وليسوا ميتين بالفعل! |
Ve şu an hafif bir komada ama umuyorum ki-- | Open Subtitles | و هي في حالة غيبوبة خفيفة حالياً لكن،لديأملكبير... |
Biri komada, diğeri de ameliyatta. | Open Subtitles | واحد في حالة غيبوبة, والآخر في العمليات |
Yok, ben de buradayım. Shwarmacı çocuğu komaya soktum. | Open Subtitles | نعم , انا هنا ايضا جعلت عامل الشورما في حالة غيبوبة |
Naomi senin pastan yüzünden diyabetik komaya girmek üzere, | Open Subtitles | نعومي قريباً ستأتيها حالة غيبوبة بسبب السكر ..والفضل يعود لقالب الكيك خاصتك، لذا |
Asi gençlik yıllarında oldukça kötü bir araba kazası yapmıştı ve bu kaza sonrası annesi bitkisel hayata girmişti. DL: | Open Subtitles | عندما كانت مراهقة طائشة أصيبت في حادثة تصادم و أُدخلت أمها إلى المستشفى و كانت في حالة غيبوبة |
Bize bitkisel durumda olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنها في حالة غيبوبة مستمرة. |
Luke ise, komadaki bir gencin odasını iki kere temizlediğini söyledi: Çünkü altı aydır başında nöbet tutan babası, ilk seferinde Luke'un odayı temizlediğini görmemiş ve öfkelenmişti. | TED | ثم لووك الذي نظف الأرضية مرتين يوميًا في غرفة شاب أصابته حالة غيبوبة لأن والد هذا الفتى الذي ظل يراقب ابنه طوال ستة أشهر لم ير لووك ينظفها أول مرة، وكان الأب غاضبًا لهذا السبب. |
ses ve ışığın bir karışımını kullanarak komadaki zihni yeniden canlandırmayı başardık. | Open Subtitles | استخدام دمج من الضوء والصوت... . كنا قادرين على تكرار العقل الذي في حالة غيبوبة |
Glasgow koma skalası 11. Tansiyon 230'a 110. | Open Subtitles | لديه حالة غيبوبة "غلاسكو" 11 الضغط 230 على 110، ضربات القلب 70 |