"حالتكِ" - Traduction Arabe en Turc

    • durumunu
        
    • durumun
        
    • durumunda
        
    • durumunuzda
        
    Sana uyuman için yardımcı olacak bir şey vereceğim ve senin durumunu izleyeceğiz. Open Subtitles سأعطيك شيئاً لمساعدتكِ على النوم وسنقوم برصد حالتكِ بعد ذلك , نأمل أن تستيقظي في الصباح منتعشة
    Ona durumunu anlatıp patronla konuşmasını isteyelim. Open Subtitles دعينا نخبره عن حالتكِ ونطلب منه أن يكلم المدير التنفيذي
    Her neyse, Lucy durumun dengede... ama büyük ihtimalle kalıcı. Open Subtitles على أي حال، لوسي، حالتكِ مستقرة... ولكن غالباً فهي دائمة...
    Ama durumun yüzünden içeri girmelerine izin vermedim. Open Subtitles , لكنّني منعتهم من الدخول بسبب حالتكِ الصحيّة
    Bekleyip, çarpışmaktan kaçınmamız gerekecek ya da senin durumunda sadece beklemek. Open Subtitles سوف نضطر ان نقف ونحارب او في حالتكِ , فقط قفي
    Suren, sıkı çalışmanın ödülü genelde daha çok sıkı çalışmaktır ve senin durumunda da aynısı geçerli. Open Subtitles سرين،مكافأةالعملالشاق، هو المزيد من العمل الشاق. كما هو في حالتكِ.
    - Olabildiğince az zararlı ama sizin durumunuzda bu bile riskli. Open Subtitles هذا أقل ضرر ممكن لكن مع حالتكِ سيكون هناك مخاطرة
    durumunu her gün ona bildiriyorum. Open Subtitles لقد كنت أقوم بتبليغه الجديد عن حالتكِ كل يوم
    Bilinç durumunu saptamaya çalışıyorum. Open Subtitles بل أحاول معايرة حالتكِ العقليّة
    Üzgünüm, Dr. Reilly'le görüşmeden önce senin durumunu incelemek için elime fırsat geçmedi. Open Subtitles ... متأسفه . لم تسنح لي الفرصة .. لأراجع حالتكِ
    durumunu görüşmek üzere birkaç meslektaşımla üniversitede görüşme yapıyoruz. Open Subtitles . لقد دعوت بعد زملائي لمناقشة حالتكِ
    "iyi" senin durumunu tanimlamak için uygun kelime degil. Open Subtitles "بخير" ليست الكلمة المناسبة لوصف حالتكِ.
    Yalnız olmadığını ve içinde bulunduğun durumun sandığın kadar umutsuz olmadığını bilmeni istiyorum. Open Subtitles لكننيأريدكِأن تعلمي.. أنكِ لستِ وحيده و أن حالتكِ
    Bence durumun kötüleşirse diye, bu gece sevgilini yakınında tutmalısın. Open Subtitles أعتقد أنّ عليكِ إبقاء رفيقكِ قريباً منكِ الليلة -في حال تغير حالتكِ ليس إلاّ
    - Harikaydın. durumun seni seçmemizi riskli hale getirdi. Open Subtitles -كنتِ رائعة، حالتكِ تجعلكِ اختياراً فيه مخاطرة
    "Rising Tide" bir bekleme durumunda. Saklanmayı planlıyoruz. durumun nedir? Open Subtitles "المد الصاعد" في وضعية الإنتظار سوف نتحرك في الخفاء ما هي حالتكِ الحالية؟
    Ama senin durumunda o seks bağımlısıyla yatmalısın. Open Subtitles في حالتكِ الخاصة أنا حقاً أقترح عليكِ أن تنكحِ ذاك المدمن للجنس.
    Bunun bir zararı olmaz. En azından senin durumunda. Open Subtitles لن تتعرضي للأذى ليس لمن في حالتكِ.
    Senin durumunda daha tehlikeli olurdu. Open Subtitles و الخطورة العظمى في حالتكِ.
    Sizin durumunuzda da bahardaki ulusal yarışmaya girmek oluyor. Open Subtitles و في حالتكِ أنتِ ، سيكون هذا بالوصول إلى المنافسات الاقليمية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus