Ve çiçek açan bitkiler olduğu gibi bir çok farklı türde polen var. | TED | وهناك عدة أنواع من حبات اللقاح بنفس عدد النباتات المزهرة |
Bizde bahar nezlesine neden olan polenlerin çoğu polen yaymak için rüzgarı kullanan bitkilerden gelir. Ve bu çok verimsiz bir süreçtir, bu nedenle burunlarımıza bu kadar fazla girer. | TED | ان معظم حبات اللقاح التي تصيبنا بحساسية الربيع قادمة من النباتات التي تعتمد على الرياح في نشر حبات اللقاح الخاصة بها وهي عملية فعالة جداً والدليل ان حبات الطلع تصل إلى أنوفنا بكثرة |
Bu erkeklik organı. Orada binlerce küçük polen tanecikleri var ve burada dişilik organı ve bunlar tüy adı verilen küçük şeyler. Ve çiçeğe kokusunu veren de budur ve bitkiler, kokuları aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurarlar aslında. | TED | هذه السداة هذه آلاف من حبات اللقاح الصغيرة، وها هي المدقة هناك، وهذه تلك الأشياء الصغيرة المسماة بالترايكومز. و هذا ما يجعل الزهرة تعطي العبير، والنباتات تتواصل بالفعل فيما بينها عن طريق العبير. |
Kew'deki arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ve her yerdek polen bilimcilere teşekkür ediyorum. | TED | أشكر الزملاء في مخابر " كيو " وشكراً لكل خبراء حبات اللقاح في كل مكان |
Örneğin bu, küçük bitkilerin etrafında uçuşan arıları gördüğünüz zaman ve onlar polen topluyorlar, topladıkları bu küçük polen tanelerini bacaklarında biriktiriyorlar ve kovanlarına götürüyorlar. Arı kovanını arı kovanı yapan şey de budur, arı kovanındaki balmumudur. Ve onlar aynı zamanda nektar da topluyorlar ve yediğimiz balı meydana getiren şey budur. | TED | على سبيل المثال، عندما ترى النحل يطير حول هذه النباتات الصغيرة، وتجمع اللقاح، حبات اللقاح هاته التي تجمعها، يحزمها النحل في أقدامه ثم يرجعها إلى الخلية، وهذا ما يشكل خلية النحل، الشمع في خلية النحل. وتجمع كذلك الرحيق، وذلك ما يشكل العسل الذي نأكله. |