Bu sadece bir yaz kaçamağıydı. gerçek aşk değil. | Open Subtitles | هذا مجرد إعجاب خلال الصيف ليس حباً حقيقياً |
Sahne aşkı hiçbir zaman gerçek aşk olmayacak... yasalar kadınların, süslü kıyafetler içindeki oğlancıklarca oynanmasını emrederken | Open Subtitles | الحب المسرحي لن يكون حباً حقيقياً أبداً ما دام القانون يجعل فتياناً يرتدون ثياب النساء لتأدية أدوارهن |
Güzel gelinlikler, gerçek aşk anlamına gelmez. | Open Subtitles | تعلم ، فستان زفاف جميل لا يعني حباً حقيقياً |
Ama Kevin yok. Aralarındaki gerçek aşk değilmiş demek ki. | Open Subtitles | كلا, (كيفين) لم يعلم أعتقد أنه لم يكن حباً حقيقياً |
gerçek aşk bile olabilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تكون حباً حقيقياً |
Hakikatten "Ebedi gerçek aşk" mıydı? | Open Subtitles | هل كان حقاً "حباً حقيقياً دائماً " ؟ لوكاس) و ( بيتون)* ) * حبّ حقيقي دائماً |
gerçek aşk değil. | Open Subtitles | إنه ليس حباً حقيقياً. |
# Bunun gerçek aşk olduğuna karar verdim # | Open Subtitles | "وجدت حباً حقيقياً" |
Bir grubun sevgisi gerçek aşk değildir Oliver. | Open Subtitles | الإعجاب ليس حباً حقيقياً يا (أوليفر) |
Belki de gerçek aşk değildi. | Open Subtitles | -ربما لم يكن حباً حقيقياً |