| Senin Aşkın ve birlikteliğin; kalanımızın sadece hayâl edebileceği türdendi. | Open Subtitles | حبكِ والشراكتكِ الذي كان بمقدور أي أحد منا أن يحلم بهِ. |
| Genç Aşkın geçici bunu bil, çünkü gençlik geçici. | Open Subtitles | حبكِ اليافع زائل، لأنّ الشباب زائل |
| Tibet yemeklerini çok sevdiğini biliyorum, işte Küçük Tibet'in gururu! | Open Subtitles | اعلم مدى حبكِ للطعام التبتي، لذا.. الفخر بقليل من التبت |
| Kardeşini nekadar çok sevdiğini anlatmak bir suç mu? | Open Subtitles | حسناً,أهي جريمة أن تستفيضي في مدى حبكِ لشقيقتكِ؟ |
| Taşınmamın seninle hiç bir alakası yoktu ve seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | انتقالي ليس له دخل بكِ وأنا لن أتوقف عن حبكِ |
| Yakın zamanda Chase'e olan aşkını itiraf etmeyeceksen, sorun yok. | Open Subtitles | ثانياً, طالما أنكِ لن توضحي لي حبكِ لتشيز سنكون بخير |
| Seni sevmeyi asla bırakmadığını bilmeni istiyorum. Bizi ayrı düşüren bu değildi. | Open Subtitles | تعرفين أني لا أنفك عن حبكِ ذلك لم يكن من فرق بيننا |
| Gerçek sebep, tabii ki size aşık olmam. İşte gerçek bu. | Open Subtitles | ، إنّ السبب الحقيقي، بالطبع أنّني وقعت في حبكِ إنهـا الحقيقة |
| Sen sevgini böyle eski yöntemlerle göstermiyorsun, olabilir. | Open Subtitles | أنتِ فقط لم تختاري اظهار حبكِ خلال تقاليد سخيفه ، ولا باس بذلك |
| Kalbim Aşkın hayalini kurardı. | Open Subtitles | إعتاد قلبي على نسج الأحلام في حبكِ |
| Şimdiki eşinin ilk Aşkın olmadığına bir hayli eminim... | Open Subtitles | {\1cH444444\3cHFFFFFF}أنا على ثقه بأن زوجكِ لم يكن حبكِ الأول |
| Aman tanrım. Gerçek Aşkın geliyor. | Open Subtitles | يا الهي أنه حبكِ الحقيقي الوحيد |
| Aşkın ona büyük keyif verdi. | Open Subtitles | كما لو إنها الأمس. حبكِ... جلب له متعه كبيره. |
| Onu ne kadar sevdiğini, ailenin çok kavga ettiği o sonbahar, seni güvende hissettirdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | أتذكر أنكِ قلتِ كم مدى حبكِ له والداكِ كانا يتجادلان بشده ذلك الخريف وجعلكِ تشعرين بالأمان |
| Onu buraya getireceğim ve onu ne kadar sevdiğini söyleyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | سأحضره و أريد منكِ أن تخبريه مدى حبكِ له، اتفقنا؟ |
| Ondan hoşlandığını sanıyordun. Beni sevdiğini anladın. | Open Subtitles | حسبتِ من كثر إعجابكِ بهِ أدركت حبكِ ليّ. |
| Fakat seni sevmekten asla vazgeçmedim. | Open Subtitles | لكنني لم أتوقف أبداً عن حبكِ ولو لثانية واحدة |
| Seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğime ve her zaman yanında olup sana gözkulak olacağımı hatırladım. | Open Subtitles | الذي قطعته على نفسي عندما وقعت في حبكِ أخبرتنفسيأننيسأفعل... دائماً سأرعاكِ دائماً سأعتني بكِ |
| Bana olan aşkını ispatladın. Bu aşkının kanıtıydı. | Open Subtitles | أنتِ تظهرين مدى حبكِ لي، كان تعبيرًا عن حبنا. |
| Birini sevmeyi kabullenmişsen bunu itiraf etme cesaretinde vardır. | Open Subtitles | إذا ادعيتِ حبكِ لشخص ما إذا تحلي بالشجاعة للإعتراف بذلك |
| Ve seni görünce... Sana ilk görüşte aşık oldu. Ama sorun da bu. | Open Subtitles | وعندما نظر إليكِ وقع في حبكِ من أول نظرة المشكلة تكمن هنا |
| Eğer bana sevgini göstermek istersen, beni onurlardır ve senden istediklerimi yapmaya devam et. | Open Subtitles | اذا اردتي ان تظهري حبكِ لي, فخرك بي وبأعمالي, عليكِ الاستمرار في تنفيذ ما يطلبه |
| Benim sevgim ikimize de yeter, ve aşk da zamanla gelir. | Open Subtitles | أحبكِ حب كافي لكلينا و حبكِ سيأتي لاحقاً |
| Bugün, senin aşkından ve resimlerinden aldığım güçle ayakta duruyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش اليوم لأني استمد القوة من حبكِ و صوركِ |
| Senden tek istediğim sevgin, senin de beni sevdiğini iyi biliyorum. | Open Subtitles | أنا بحثت عن حبكِ كما أعرف أنكِ تحبيني |
| Sendeki aradığım sempati değil sendeki aradığım sevginin kendisi. | Open Subtitles | هذا ليس تعاطف معكِ ولكن هذا هو حبكِ الذي أبحث عنه |