Onun da erkek arkadaşı vardı, o yüzden sorun yoktu. | Open Subtitles | هي كانت تملك حبيبا, فكان كل شي على مايرام |
Kocası ya da erkek arkadaşı olabilir, büyük ihtimalle çocuğunun babasıydı. | Open Subtitles | قد يكون حبيبا أو زوجا و الذي غالبا هو أب الطفل الذي فقدته |
Yabancı bir ülkede acımasız bir diktatörü ya da sokaktan şiddete meyilli bir erkek arkadaşı da kaldırıyor olsanız mesele ardınızda karmaşa bırakmamaktır. | Open Subtitles | "سواء أكنت تختطف دكتاتورا لا يرحم" "في بلد أجنبي" "أو تخطف حبيبا سيئا من الشارع" |
Sadece eski bir arkadaş değil o senin eski erkek arkadaşın. Biriniz şu zekâ özürlüye açıklayabilir mi? Bir kadın eski sevgilisiyle arkadaş olma hakkına sahiptir. | Open Subtitles | هلا شرحت لهذا الاحمق ان بمقدور المراة ان تصادق حبيبا سابقا لااكثر؟ اذا لم ينتهي الامر بإطلاق الالقاب وشق العجلات |
Eğer bir erkek arkadaşın olursa, kıskanma sırası onda olur. | Open Subtitles | جدي حبيبا و ستكون هي الغيورة |
Bak, erkek arkadaşı olduğunu bilmiyordum, tamam mı? | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن لديها حبيبا |
erkek arkadaşı yok ki. | Open Subtitles | ليس لديها حبيبا |
- erkek arkadaşı varmış. | Open Subtitles | ان لديها حبيبا |
erkek arkadaşı değil. | Open Subtitles | ليس حبيبا |
Ve hala erkek arkadaşın yok mu? | Open Subtitles | و لا تملكين حبيبا ؟ |