"حبُّ" - Traduction Arabe en Turc

• aşkı
• sevgisi
• aşkımız
• aşkısın

İstenmeyen bir kadının aşkı her erkek için en zahmetli şeydir.
حبُّ امرأةٍ غير مرغوبة .. يمثّل للرجل أكبر إزعاج قد يمرّ به

Bazen gerçek aşkı buldum dersiniz,
,أحياناً تَعتقدُ بأنّك عِنْدَكَ حبُّ حقيقيُ

Demek hayatının aşkı ve onu kaçırmak istiyorsun öyle mi?
إذاً، هي حبُّ حياتك وأنت تود الهرب معها؟

Sen de bilirsin ki, para sevgisi...
تَعْرفُ، هو حبُّ المالِ

Tanrı'nın sevgisi de aynen böyledir.
حبُّ الله هكذا بالضبط

Jane'le aşkımız masal gibiydi.
جين وأنا كَانَ عِنْدي حبُّ ملحميُ.

Sen benim hayatımın aşkısın.
.إنكِ حبُّ حياتي

- aşkı ellerimle tutmuştum ama ellerimden kayıp gitmesine izin verdim ve bir daha kendimi affedebilecek miyim bilemiyorum.
كَانَ عِنْدي حبُّ في قبضتِي، وأنا تَركتُه يَنزلقُ خلال أصابعِي، وأنا لا أَعْرفُ إذا أنا سَ يَكُونُ أبداً قادر على الغُفْران لنفسي.

Hayatını yaşadın, iyi biri olmaya çabaladın hedeflerini gerçekleştirmek için var gücünle çalıştın hem de hayatının aşkı yan odada barda tanıştığı bir budalaya bacaklarını açarken kendi vücudunda hapsolmak için.
تعيشُ حياتكَ، تحاول أن تكون رجلاً صالحاً، تعمل جاهداً لتحقيق أهدافكَ، فقط لتنتهي سجيناً لجسدِكَ، بينما حبُّ حياتِكَ، في الغرفة المقابلة تعاشرُ غبياً قابلته في حانة.

O benim hayatımın aşkı.
هي حبُّ حياتِي.

Lila'nın tek aşkı o.
هو حبُّ ليلا الوحيد.

Oğlunun babasına olan sevgisi.
حبُّ الابن لأبيه..

Asırlara meydan okuyacak bir aşkımız var bizim.
لدينا حبُّ العصور.

Seninle evlendim çünkü sen hayatımın aşkısın.
لقد تزوجتكِ لأنكِ حبُّ حياتي.