Benim yaptığım şeyi yapma yoksa, hayatının aşkı olabilecek adamla en iyi arkadaşmış gibi davranmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | حسناً، لا تفعلي ما فعلتُه، و إلّا سينتهي بكِ المطاف مدّعيةً أنّكِ أفضلُ صديقةٍ مع الشخص الذي يمكن أن يكون حبّ حياتك. |
Yu, hayatının aşkı sana merhamet ediyor. | Open Subtitles | حبّ حياتك تقول بأنّها تشفق عليك |
hayatının aşkı, işlemediği bir suç yüzünden parmaklıklar ardına tıkılıp kalmıştı.-- | Open Subtitles | حبّ حياتك يقبع خلف القضبان لجريمة، لم ترتكبها... |
hayatının aşkı için en azından bunu yapabilirsin! | Open Subtitles | "هذا أقل ما يُمكنك فعلهُ من أجل حبّ حياتك." |
Ve umarım ona tekrar kavuşabilirsin. Ve Ollie, hayatının aşkı olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | وآمل أن تهتدي لسبيل عودتك إليها، وأعلم يا (أولي) أنّي لستُ حبّ حياتك. |
hayatının aşkı seni terk etti. | Open Subtitles | أنت، تركتك حبّ حياتك. |
hayatının aşkı. | Open Subtitles | حبّ حياتك |