"حتى أسمع" - Traduction Arabe en Turc

• duyana kadar
• duymak için
• haber alana kadar

Benimle kalır mısın? Elbette. Bebeklerin çığlıklarını duyana kadar kalacağım.
طبعاً سأنتظر حتى أسمع بكاء أولئك الطفلين

Annemin yüzünü yıkama ve mutfağa gidip yumurta pişirme sesini duyana kadar saklandığım yerden çıkmazdım.
لكني لا أخرج حتى أسمع أمي تغسل وجهها وتذهب إلى المطبخ وتبدأ فيقلي البيض

Hepsinin şarkılarını duyana kadar bekleyeceğim ve kararımı öyle vereceğim. İyi fikir. Aslında oyunun sayılmaması lazım.
حتى أسمع ما سيقولون ثم سأدرج إختياري فكرة جيدة لايجب أن يُحسب صوتك بأي حال

Nasıl gittiğini duymak için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أسمع كيف تجري الأمور

Genel müdür ne diyecek duymak için sabırsızlanıyorum.
لا أطيق صبراً حتى أسمع ما الذي سيقوله نائب المدير.

Fellgiebel'den haber alana kadar bir şey yapmıyorum. Onu hemen telefona bağla.
أنا لن أفعل أي شئ حتى أسمع من فيلجيبل أعده للهاتف الآن

Fellgiebel'den haber alana kadar hiçbir şey yapmayacağım. Onu tekrar ara.
أنا لن أفعل أي شئ حتى أسمع من فيلجيبل أعده للهاتف الآن

Bütün herşeyi duyana kadar pasta yok. Üzgünüm.
لا كعك حتى أسمع الحكاية بأكملها إني آسف

Kamyonetimdeysem, gaza basar ve çarpma sesi duyana kadar durmazdım.
لو كنت فى شاحنتى سوف أسرع حتى أسمع ضرب

Daha mantıklı bir teori duyana kadar buna inanıyorum
أنا أؤمن بأنني حتى أسمع نظرية جيدة أخرى

Bauer'dan duyana kadar yok. Şu an Goss ile ilgili durumları izliyor.
ليس حتى أسمع أخباراً من (باور) انه يتبع خيط (جوس) الآن

Sesini duyana kadar imzalamam.
لن أوقع حتى أسمع صوتها

Kızımın sesini duyana kadar imzalamayacağım.
لن أوقَّع حتى أسمع صوتها

Kapının kapandığını duyana kadar bekleyeceğim. Baba.
-سأنتظر هُنا حتى أسمع صوتْ إغلاق الباب.

Yatak gürültüsünü duymak için beklemedim.
فأنا لم أطل البقاء حتى أسمع صرير السرير

Diğer evliliklerini duymak için de sabırsızlanıyorum zaten.
ولا أطيقُ صبرًا حتى أسمع القصة

Havadisleri duymak için sabırsızlanıyorum.
لا أطيق الانتظار حتى أسمع كل الأخبار

Sesini duymak için ne kadar bekledim tahmin edemezsin.
لا تعرف كم أنتظرت حتى أسمع صوتك

Çarşamba'yı duymak için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الإنتظار حتى أسمع قصة "يوم الإربعاء"

Senden haber alana kadar burada bir otelde kalacağım.
انا سأقيم مؤقتاً هنا في الحانة حتى أسمع منكِ

Sana ulaşamıyorum bu yüzden senden haber alana kadar benimle.
ولا أستطيع الوصول إليك لذلك سوف أبقى معها حتى أسمع منك

Wade'le konuşursan lütfen ona, ondan haber alana kadar yatmayacağımı söyler--
وأبوس]؛ إذا كنت تتحدث إلى واد، من فضلك قل له، وأبوس]؛ أنا لن أذهب إلى الفراش حتى أسمع منه.