"حتى تتحسن" - Traduction Arabe en Turc

• iyileşene kadar
• düzelene kadar
• iyi olana kadar

İyileşene kadar kalmanı istiyorum.
حسناً ، أريدكِ أن تبقى هنا حتى تتحسن صحتكِ

Evet, aslında... annen iyileşene kadar... neler olacağını bekleyip göreceğiz.
...نعم بالطبع ...و بعدها أنا و أنتي علينا أن ننتظر... حتى تتحسن صحة والدتك...

Sen iyileşene kadar Londra'ya dönmüyorum.
انا لن ارجع الى لندن حتى تتحسن

Moses'ı işe aldım. Durumum düzelene kadar.
طلبت منه أن يساعدني ببعض الأشياء حتى تتحسن حالتي

Şartlar düzelene kadar seks yapmamaya karar verdim.
اتخذت قراراً بعدم ممارسة الجنس حتى تتحسن الظروف

İyi olana kadar burada kalmasının daha iyi olacağını düşündük.
لهذا نظن أنه يجب أن تبقى هنا لفترة، حتى تتحسن

Bizim acelemiz yok. İyileşene kadar oturabilir.
لسنا في عجله دعه يجلس حتى تتحسن حالته

İyileşene kadar buradasın.
ستبقين هُنا حتى تتحسن حالتك الصحية

O yüzden lütfen,annem iyileşene kadar ona göz kulak ol.
من فضلك ، احرس امى حتى تتحسن

Pekala evlat, iyileşene kadar git yat.
حسن بني، استلق حتى تتحسن

Ama sadece sen iyileşene kadar.
لكن، حتى تتحسن فقط

İyileşene kadar listene devam edeceğim, Earl.
سأتابع تنفيذ ما في اللائحة (حتى تتحسن حالك (إيرل

Bay Selfrdige iyileşene kadar, tüm kararları ben vereceğim.
حتى تتحسن صحة السيد (سلفريدج) جميع القرارات ستصدر مني.

Robbins iyileşene kadar Hopkins'e gitmeyi erteliyorum.
سأقوم بتأجيل "هوبكنز" حتى تتحسن (روبينز).

Ve annem iyileşene kadar da gitmeyeceğim.
ولن أرحل حتى تتحسن صحة الأم

Sadece iyileşene kadar.
فقط حتى تتحسن حالتك

Sen biraz daha iyileşene kadar en azından.
إبقي فقط حتى تتحسن حالتك

Kapıyı kilitleyeceğim, durumu düzelene kadar monitörden izleyeceğiz.
سأقفل الباب وسنشاهد عبر شاشة المراقبة حتى تتحسن حالتها.

Ve işler düzelene kadar düğünü planlara katmamayı kararlaştırdık.
و رأينا أن نؤجل الزفاف حتى تتحسن الأمور

Yani bilirsiniz işler düzelene kadar.
حتى تتحسن أحوالي فقط

Baba hastaneden çıkınca daha iyi olana kadar onu bir süre burada tutabilir miyiz?
أبتِ، عندما تخرج من المشفى هل يمكنها البقاء هنا حتى تتحسن ؟

Arkadaşımız daha iyi olana kadar seni veya bu odayı görmemeli.
لا يمكن لصديقتنا أن تراكِ أنتِ أو الغرفة حتى تتحسن