Ve acil durum kişisi olmayabilirim, ama tamamen iyileşene kadar onu bırakmayacağım. | Open Subtitles | وطالما لم أكن رقم الطوارئ الخاص بها فلن أفارقها حتى تتعافى تمامًا |
Böylece siz iyileşene kadar, istediğimiz tatili yapabilirz, değil mi? | Open Subtitles | اذن حتى تتعافى سنكون في عطلة, اليس كذلك؟ |
Seni lüks bir otele yerleştiriyor ve iyileşene kadar seninle yatacak çeşitli kadınlar getiriyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بإبقائك في فندق ديلاكروا ونرسل إليك امرأة لتمارس الجنس معها حتى تتعافى |
Veteriner akciğer sorunu düzelene kadar dumansız ortamda kalmasını gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | بأن تعيش في بيئة صحية. حتى تتعافى من مشاكل الرئة. ماذا تريدني أن أقول؟ |
Geçici bir süre. Sadece piyasa düzelene kadar. | Open Subtitles | أجل، لكنه سيكون مؤقتًا حتى تتعافى الأسواق. |
Sen tamamen iyileşene kadar bu meseleyi bekletsek olmuyor mu? | Open Subtitles | هل يمكننا رجاءً تأجيل هذا حتى تتعافى تماما؟ |
Ayrıca Victoria iyileşene kadar bu hastaneden ayrılmıyorum. | Open Subtitles | - أنا أيضاً لن أغادر المستشفى حتى تتعافى فيكتوريـا |
Ancak iyileşene kadar bekleyebileceklerini söylüyor. | Open Subtitles | ولكنه يقول بوسعهم الإنتظار حتى تتعافى |
Hayır, benim oğlumu kurtardı o. İyileşene kadar evimde misafir sayılır. | Open Subtitles | إنها ضيفة في منزلي حتى تتعافى |
Ve sen iyileşene kadar da kapalı kalacak. | Open Subtitles | وهو سيبقى مغلقاً حتى تتعافى |
Hem de Yao Lin'in çif taraflı zatürresi iyileşene kadar. | Open Subtitles | حتى تتعافى "ياو لين" من ذات الرئة |
- Annen iyileşene kadar. - Nick? | Open Subtitles | لعدة أيام حتى تتعافى والدتك. |
Ama sadece iyileşene kadar. | Open Subtitles | فقط حتى تتعافى |