Çünkü paranın yerini söyleyene kadar seni bodrumdaki bir kutuya kilitleyeceğim. | Open Subtitles | لأني سأحبسك في صندوق في القبو. حتى تخبرني أين هو المال. |
söyleyene kadar sana sataşacağım, çünkü ben olgun bir erkeğim. | Open Subtitles | و أنا سأقوم بضربك حتى تخبرني هذا لأني رجل بالغه |
Beni buraya neden davet ettiğini söyleyene kadar seninle konuşmuyorum. | Open Subtitles | أنا لن أتحدَّث إليك حتى تخبرني لماذا دعوتني إلى هنا |
Bana ne olduğunu anlatana kadar olmaz. Dinle! | Open Subtitles | لا , لن أذهب الى أي مكان حتى تخبرني مالموضوع |
Aslında, bana gerçekte ne olduğunu anlatana kadar hiçbir yere gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | في الواقع , لا أريد أن أذهب لأي مكان حتى تخبرني بالتحديد ماذا يحدث |
Bunu söylemek için buraya gelmene gerek yoktu. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك أن تقطع كل هذا الطريق الى هنا حتى تخبرني |
Planım bilmek istediğim her şeyi söyleyene dek The Lady'nin suratına silah doğrultup tetiği çekmemem için bana yalvartmak. | Open Subtitles | خطتي أن أصوب مسدساً في وجه السيدة وأجعلها تتوسل بألاً أسحب الزناد، حتى تخبرني بكل شيء أريده |
Neden göğsünü tıraş edip yüzünü etmediğini söyleyene kadar hiçbir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | لن افعلها حتى تخبرني لماذا كان لديك وقت لحلاقة صدرك وليس وجهك |
Esas peşinde olduğunuz şeyi söyleyene kadar adamı size teslim etmeyeceğim. | Open Subtitles | لكن حتى تخبرني خلف ماذا تسعون بالفعل لن أسلّم الرجل لكم. |
Sen bana neler döndüğünü söyleyene kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان حتى تخبرني ما يحدث. |
Nereden aldığınızı söyleyene kadar ne düşüneceğimi bilemem, değil mi? | Open Subtitles | ، حتى تخبرني من أين جئت بها فلن أعرف ماذا أظن ، أليس كذلك ؟ |
Bana kim olduğunu ve nereden geldiğini söyleyene kadar burada kalacaksın. | Open Subtitles | سوف تبقى هنا حتى تخبرني من انت و من اين اتيت ، هل تفهم هذا ؟ |
Dışarıda ne olduğuyla ilgili gerçeği bana söyleyene kadar geçer not vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقوم بتصحيحها حتى تخبرني بحقيقة ما حدث بالخارج هناك |
O yüzden ne istediğini söyleyene kadar felsefe parçalayacağım. | Open Subtitles | لذلك، سأتعاطى الفلسفة حتى تخبرني بما تريد |
Neler olacağını merak ediyorum ve sen bana neden Yakıldığımı söyleyene kadar durmayacağım. | Open Subtitles | وهذا لن يتوقّف حتى تخبرني لماذا وُضعت على لائحة الحرق |
Bana her şeyi anlatana kadar bu arabayı terketmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أخرج من هذه السيارة حتى تخبرني بكل شيء |
Burada neler döndüğünü anlatana kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان حتى تخبرني ماذا يجري في هذا السد |
- O gece olanları anlatana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس حتى تخبرني ما حدث في تلك الليلة. أنا سبق وقلت لك. |
Bana söylemek için beklemen akıllıcaydı. | Open Subtitles | ذلك كان ذكاءً منك. لتنتظر كلّ هذه المدة حتى تخبرني. |
Bunun bana doğru olmadığını söyleyene dek hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | لن أذهب إلى أي مكان حتى تخبرني أنّ هذا ليس صحيحاً. |
Bunu kimin yaptırdığı umurumda değil, ama, tanrı şahidim, Forbes'un nerede olduğunu söylemeden buradan gitmiyorum. | Open Subtitles | الان انا لا اهتم من طلب منك ذلك ولكن الله سيساعدني ولن اغادر من هنا حتى تخبرني بمكان فوربس الأن |
Nereye gittiğimizi söylemezsen, ben hiçbir yere gelmiyorum. | Open Subtitles | لن أذهب لأي مكان حتى تخبرني إلى أين نحن ذاهبان |
Tam olarak nereye gittiğini söylemeden hiçbir yere gidemezsin. | Open Subtitles | لن تغادر حتى تخبرني إلى أين أنت ذاهب بالضبط. |