Sen hiçbir şeyin ortasında değilsin çünkü sen orada bile değilsin. | Open Subtitles | أنت لست عالق في اي شيء 'لأنك لست موجود حتى هناك |
Ceset derin denizin en dibine batacak ama orada bile etleri boşa gitmeyecek. | Open Subtitles | قبل أن تستقر هذه الجثة في أعماق البحر. حتى هناك في الأعماق، لن تذهب سدىً أيضاً |
Bunu doğru anlamasını söyledim ona. orada bile değildim. | Open Subtitles | أخبرته أن يتولى الأمر، لا تهور، لم أكن حتى هناك |
Yukarıda en az iki kişi var. | Open Subtitles | هناك اثنين على الأقل حتى هناك. |
Yukarıda dikkat edin! | Open Subtitles | كن حذرا حتى هناك! |
İnanıyorum ki karanlığın içerisinde, orada bile güzellik ve sevgi olacak. | TED | أنا أؤمن أنه في الظلام - حتى هناك - سيوجد جمال، ويوجد حب. |
Hatta, orada bile değildi. | Open Subtitles | في الحقيقة، هو ما كَانَ حتى هناك. |
Ve sonra orada bile olmadıklarını söylediler. | Open Subtitles | وقالوا أنهم لم يكونوا حتى هناك. |
Sen orada bile değildin. Şimdi kapa çeneni. | Open Subtitles | إنك لم تكن حتى هناك لذا أصمت |
Bizzat ben kendim Asponica'daki kapıları paramparça ettim... şu palavracı orada bile değildi. | Open Subtitles | أنا بنفسي دمرت بوابات (آسبونيكا) هذا الثرثار الأبله لم يكن حتى هناك! |
Yani, ben orada bile olmayabilirim. | Open Subtitles | أعني قد لا أ كون حتى هناك |
Yani, ben orada bile olmayabilirim. | Open Subtitles | أعني قد لا أ كون حتى هناك |
Hayır. Julia orada bile değildi. | Open Subtitles | جوليا لم تكن حتى هناك |
Size söyledim, orada bile değildim. | Open Subtitles | قلت لك، لم أكن حتى هناك. |
Babam orada bile değildi. | Open Subtitles | أبي لم يكن حتى هناك |