O zaman bile ona baktığımı hatırlıyorum ve... Kırgındım. | Open Subtitles | حتّى عندما أتذكّر ذلك الأمر و أتأمّل فيه يبدو لي و كأنّني مهان |
Hatta ondan kurtulduklarını, kazandıklarını düşündükleri zaman bile bir yolunu bulur. | Open Subtitles | حتّى عندما يظنّون أنّه هُزم و هم انتصروا، يجد طريقة |
- İlk hareketi yapmaya çalıştığım zaman bile. - Evet. | Open Subtitles | حتّى عندما حاولت أن أقوم بالخطوة الأولى |
Kamera örtülmüş olsa bile ses kayıtları orada. Onlara bunu söyledin mi? | Open Subtitles | الصوت كان موجوداً لكامل الإعتراف حتّى عندما غطِّيت العدسة, أأخبرتهم بذلك؟ |
Ve bir kral zor olsa bile ne yapacağını bilir ve de yapar. | Open Subtitles | وهو ملك يعرف ماذا يعمل فيعمله . حتّى عندما يكون صعبًا . |
Ama A-Rod formsuz olsa bile kızlarla yatmaya devam ediyor. | Open Subtitles | نعم، لكن حتّى عندما يتهنّج صنّارته تغمز |
Ben kazadan bahsettiğim zaman bile mi? | Open Subtitles | حتّى عندما أخبرتكِ بشأن الحادث؟ |
Hiçbir zaman da sevmedi. Saçım, bir geleceğim ve harika bir Pontiac GTO'm olduğu zaman bile. | Open Subtitles | لم يحبّوني إطلاقا، حتّى عندما كان لي شعر (و كانت لديّ سيّارة (غي،تي،أو |
Onu sevdin. Birini sevdiğin zaman bile şöyle demelisin: "Hayır, bu benim." | Open Subtitles | فقد أحببتِه - ...حتّى عندما تحبّين شخصاً - |
Hatta o zaman bile... | Open Subtitles | ...ولا حتّى عندما إعتقدت |
Biliyorsun, Isobel'e güvenemezsin. Mesele Elena olsa bile. Biliyorum. | Open Subtitles | تعرف أنّكَ لا تستطيع الوثوق بـ(إيزابيل) حتّى عندما يتعلق الأمر بـ(إيلينا) |