Fakat Olan şey şu gibi görünüyor, yapay zekâ otoyolda giden kamyonları saptamayı öğrenmişti, yani kamyonları arkadan göreceğimiz bir şekilde öğrenmişti. | TED | لكن ما يبدو وكأنه حدث هو أنه تم تدريبه للتعرف على الشاحنات في الطريق السريع حيث قد تتوقع رؤية الشاحنات من الخلف. |
Büyük ihtimalle Olan şey, Şişeyi kendisi için aramaya gittiği. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي حدث هو ذهابها لتحصل على القارورة لنفسها |
Ve diğer Olan şey de biz yanımızda ufak Mary Poppins teknolojisi taşıyoruz. | TED | والشيء الاخر الذي حدث هو اننا نستطيع الان ان نحمل هذه الاجهزة عالية التكنولوجيا الصغيرة |
Sonra ne mi oldu? Jeremiah, Bayan Davenport'u güvenli bir şekilde en yakın kasabaya getirdi. | Open Subtitles | ما حدث هو أن جيرمايا أوصل الاَنسة دافنبورث لبرّ الأمان في المدينة |
Ne mi oldu? Ticari avcılık oldu. | TED | الذي حدث هو ظهورالصيد التجاري. |
Olan şuydu, bir mermi, kafamın 8-10cm yakınına isabet etmişti. | TED | ما حدث هو أن الرصاصة ضربت، الرصاصة ضربت 3 إلى 4 إنشات من جانب رأسي. |
Bence sanmıyorum ki burada Olan kök hücreleri yeni myelin ya da yeni sinir hücresi üretmiş olsun. | TED | لا أعتقد شخصياً أن الذي حدث هو أن تلك الخلايا الجذعية قد صنعت خلايا عازلة جديدة أو أعصاب جديدة. |
Bu, parçacık hızlandırıcılarında Olan şeyin çok çok büyük ölçekteki hâlidir. | TED | ما حدث هو تعجيل جسيميّ على مقياس كبير جدّا. |
Güzel. Olan şey şu, bu gördüğünüz veri aslında bir PDF dosyasındaydı. | TED | أحب ذلك. ما حدث هو أن البيانات التي رأيتموها كانت في الأساس بصيغة بي دي إف. |
Bunu fark ettikten sonra Olan şey şuydu, tüm dünyadan bilim adamları ve sanatçılar laboratuvarıma gelmeye başladı. | TED | وما حدث هو أن الفنانين والعلماء من جميع أنحاء العالم قد بدأوا في الحضور إلى مختبري. |
Ama bence Olan şey şu: jenerasyonla ilgili duruma odaklandıkça bu ''insan grupları'' insanların sadece insan olduğunu unuttuğumuz bir alan yarattı. ''İnsan insandır.'' | TED | ولكن أظن أن ما حدث هو التركيز على الفئات الأجيال، هذه المجموعات من الناس، التي صنعت قدرة نسيان أن الناس هم ناس. |
İronik Olan, hastalığın zengin ülkelerin bulunduğu tüm ılıman bölgelerde yok edilmesi idi. | TED | العجيب اليوم, أن ما حدث هو إزالته من جميع المناطق المعتدلة والتي هي أماكن البلدان الغنية |
Olan şey şuydu, yapay zekâyı geçmişte işe aldıkları insanlara ait örnek özgeçmişlerle eğittiler. | TED | ما حدث هو أنهم تدربوا على عينات من سير ذاتية لأشخاص توظفوا في الماضي. |
Olan şuydu, biz kısmi olarak sudan oluşuyoruz ve su donduğunda genişler. | TED | و ما حدث هو اننا جزئيا مصنوعين من الماء، و عندما يتجمد الماء يتمدد. |
Ne mi oldu, karın bizi uyuttu, onunla konuştu. | Open Subtitles | -ماذا حدث؟ ما الذي حدث هو أن زوجتك قامت بتخديرنا لتجعله يعدل عن قراره. |
Ne mi oldu, beni Rangoon demiryoluna gönderdiler. | Open Subtitles | حسناً ... ما حدث هو أمسكوا بى على محطة سكة حديد "رانجون" القديمة |
Ne mi oldu, beni Rangoon demiryoluna gönderdiler. | Open Subtitles | حسناً ... ما حدث هو أمسكوا بى على محطة سكة حديد "رانجون" القديمة |