Pazar tüm gün, şehir meclisi adına yeni evlileri tebrik ettim. | Open Subtitles | طوال يوم الأحد، أقوم بتحية المتزوجون حديثًا نيابة عن مجلس المدينة. |
yeni servetimle yapacağım ilk iş... ..kendime yeni bir meyhane açmak olacak. | Open Subtitles | أول شيء سأفعله بثروتي المكتشفة حديثًا هو شراء سكن قريب من الحانات |
Sanki hamamdan yeni çıkmış gibi taptaze, saf ve temiz. | Open Subtitles | كما لو أنه خرج حديثًا من الحمام، نقي ونظيف تمامًا. |
Bir adamın ölümününden dolayı Yakın zamanda adı lekelenmiş aynasız nasılmış? | Open Subtitles | كيف لسمعتك الملطخة حديثًا مساعدتك مع مقابلة أخرى تتضمن موت رجل |
Hatta Higuchi Yakın zamanda elektromanyetik dalgaları engelleyen bir bodrum yaptırmış. | Open Subtitles | وخصوصًا هيغوتشي الذي بنى قبوًا عازلًا للموجات الكهرومغناطيسية حديثًا |
Hoşgeldiniz lordlarım. İngiltere'den taze haberler mi var? | Open Subtitles | أهلا بكم أيها السادة، هل وصلتم حديثًا من إنجلترا؟ |
Yaprakların üzerinde de taze kan var. | Open Subtitles | ودماء من هذه التي أريقت حديثًا على أوراق الشجر؟ |
Bu yüzden kokteyl parti etkisi var: Bir partideyken, biriyle sohbet ediyorsunuz buna karşın başka biri isminizi söylediğinde bunu farkedebiliyorsunuz ve onu dinlediğinizin farkında bile değildiniz. | TED | وهو ما يسمى تأثير الحفلات فإذا كنتم تجرون حديثًا أثناء حفلةٍ ما يمكنكم تمييز أسمائكم من دون أن تدركوا أنكم كنتم تصغون |
Düşünme şeklimizi değiştiren yeni bir örneği sizinle paylaşayım. | TED | دعوني أريكم مثالًا حديثًا عما غيّر طريقة تفكيرنا. |
Sizin desteğinizle, atalarımızın izinde, yeni eğitilmiş bu 10.000 eylemci bu ülkenin görüp görebileceği en büyük sağlık devrimini yapacak. | TED | وبدعمكم وعلى خطى أسلافنا، ستطلق العشرة آلاف ناشطة والمدرَبات حديثًا أكبر ثورة صحية شهدتها البلاد. |
Tavsiye edilen yeni sihirli çözüm ise mikro kredi. | TED | أما الحل السحري المقرر حديثًا فهو القروض الصغرى. |
Everest Dağı'nı batırmaya yetecek kadar derin ve hâlâ yeni su altındaki zirvesinin üstünde 2.1 kilometre su var. | TED | هذا عمقٌ كافٍ لإغراق جبل إيفرست وإبقاء أكثر 2.1 كيلومترًا من الماء فوق قمته المغمورة حديثًا. |
yeni bulunmuş "şifalı bitki" hafızanızı güçlendirebilir ya da karaciğerinizi tahrip ediyor olabilir... | TED | تلك العشبة المكتشفة حديثًا قد تحسن ذاكرتك أو تدمر كبدك. |
Bacakları kalınlaştı, ayakları sağlamlaştı ve yeni geliştirilen uyluk kasları onları zorlu koşuculara çevirdi. | TED | أصبحت أرجلها أسمك، أقدامها أقسى، وعضلات الفخذ المتطورة حديثًا جعلت منهم عدائين جبّارين. |
Bu araştırma hala yeni sayılır fakat sinirbilimcilerin gayet iyi bir fikri var. | TED | لا زال البحث حديثًا لكن لدى علماء الأعصاب فكرة رائعة |
Aramızdan birinin Yakın zamanda cemaatimize geri dönmüş olmasına fazlasıyla sevindik. | Open Subtitles | نحُن سعداء للغاية بعودة واحدة مِنا حديثًا. عادت لـقطيعنا. |
Dearborn, Michigan, 31, Yakın zamanda evlenmiş. | Open Subtitles | عمره 31 من مواليد ديربون في متشغين متزوج حديثًا |
Yakın zamanda ateşlenmediğinden emin olmak için inceleme yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتحقق منه لنتأكد أنه لم يتم إطلاق النار منه حديثًا |
Ve sen Dot annenizin, sizin o taze yaralarınız açılmadan iki gün önce öldüğünü ben bile anladım. | Open Subtitles | ... حتى أنا أعلم أن والدتكم ماتت قبل يومين منذ أن وجدوها مجروحة حديثًا |
Yara da taze. | Open Subtitles | والجرح عليه حديثًا. |
Damon'ın zihninin ne kadar taze olduğunu görsen şaşarsın. | Open Subtitles | سيدهشك كم أن عقل (دايمُن) يراه تاريخًا حديثًا. |
Yemek için güzel bir sohbet konusu değil. | Open Subtitles | ليست حديثًا مناسبًا لمائدة الإفطار. |