"حد ذاته" - Traduction Arabe en Turc

    • başlı başına
        
    • kendisi
        
    • kendi
        
    • se
        
    Seksin başlı başına doğal olduğunu ama seks endüstrisinin onu mekanikleştirip endüstriyelleştirdiğini söyleyen bir kadın. TED تقول إحدى النساء، أن الجنس في حد ذاته شيء طبيعي ولكن صناعة الجنس تفرغه من معناه أو تجعل منه أشبه بسلعة تباع.
    Beni yanlış anlamayın, sonradan tam gelişmiş yazının yaratılmış olması başlı başına etkileyici bir beceri. TED لا تسيئوا فهمي، كان إحداث كتابة متطورة كليا مؤخرا، إنجازا رائعا في حد ذاته.
    Mesela, genetik faktörleri de hesaba katmalıyız ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu. TED مثلاً، يجب أن ناخذ الجينات في عين الإعتبار، وذلك موضوع آخر في حد ذاته.
    Nesnenin kendisi, keşif, etkileşim, göz önüne alma TED والشكل في حد ذاته يدعو للإستكشاف والتفاعل والاعتبار واللمس.
    Kiraz çiçeğinin kendisi elma veya portakal ağacından daha etkileyici değildir ama onu diğerlerinden ayıran kısa süreli olmasıdır. TED تفتح أزهار شجر الكرز في حد ذاته ليس أكثر إثارة من شجرة التفاح أو البرتقال، ولكن ما يميزها عن غيرها هو قصر مدتها.
    Korelasyon kendi içinde, nedenselliği ortaya koymuyor. TED إن الرابط في حد ذاته ليس دليلاً على السببية
    Per se'den şefin masasına oturturum, sağ olun. Open Subtitles سأحضر لك جدول الشيف في حد ذاته شكرا.
    Ama bu büyüklükteki binaları hızlıca gezinmek başlı başına bir mücadele. TED لكن التنقل بسرعة داخل بنايات بهذا الحجم يُشكّل تحديًّا في حد ذاته.
    R burada büyük harfle yazılmıştır. refahın başlı başına bir amaç olduğunu belirmektedir. TED هذه ال A هي A كبيرة وتعني أن الثراء هدف في حد ذاته
    Yalnızca bu bile başlı başına bir üstün zeka örneği değil midir? Open Subtitles وذلك في حد ذاته دليلاً على العبقرية، ألا توافقني؟
    Demem o ki, hiç kanıt olmaması başlı başına bir kanıttır. Open Subtitles المقصد هو ، لايوجد أدلة هو دليل في حد ذاته
    Yönetmen rolü yapmak başlı başına bir performans. Open Subtitles أن ألعب دور المخرج هو آداء فى حد ذاته
    Yani, DVD'yi anneye göndermek başlı başına bir mesaj. Open Subtitles -إذن إرسال القرص للأم هو رسالة في حد ذاته
    Gerçek şu ki internetteki bu yabancılar tarafından bana gösterilen özenin kendisi bir çelişkiydi; TED الحقيقة أن الاهتمام الذي أظهره لي هؤلاء الغرباء على الانترنت كان تناقضاً في حد ذاته.
    Kitabın kendisi genel hatlarıyla Çin oyununun formatına öykünerek yapılandırılmış. TED الكتاب في حد ذاته مركب بشكل سهل ليحاكي شكل اللعبة الصينية.
    Burada insanlar iblislerin gücüne sahiptir. Ve Ölüm'ün kendisi bir illüzyondur. Open Subtitles "حيث، الرجال لديهم قوة الشياطين والموت هو في حد ذاته وهم"
    Çok kötü ya da çok aptal biri tarafından kullanılmadığı sürece kitabın kendisi zararsız. Open Subtitles الكتاب في حد ذاته غير مؤذي، ما لم يحمله شخصُ شرير للغاية أو غبي جداً
    Ve olayın kendisi de oldukça taze, şu anki olaylar ve geçmiş arasında, böyle bir alanı nasıl dolduracağımız, böyle bir olayın hikayesini nasıl anlatacağımız, bunlar başarması zor hedeflerdi. TED وفي الحقيقة، الحدث في حد ذاته حديث العهد في مكانٍ ما بين التاريخ و الأحداث الراهنة، و لطالما كان تحدياً كبيراً كيف يمكنكم أن ترقوا إلى فضاء مثل هذا، حدث مثل هذا، فقط لرواية تلك القصة.
    Başlangıçta çekindim, çünkü ben hep şiirin kendi başına durabileceğini düşünürüm. TED في البداية رفضت، لأني كنت أفكر دائماً الشعر يمكن أن يكون عملا مميزاً في حد ذاته.
    Daha çok betonun icadı gibidir: Önemli, Pantheon'u inşa etmek için kesinlikle gerekli ve dayanıklı, ancak kendi başına tamamıyla yetersiz. TED إنها أشبه باختراع للخرسانة مهم، ضروري تماماً لبناء البانثيون، ودائمة، ولكن غير كافية تماما في حد ذاته.
    - sebomen se kata phrena kai kata thuumon. Open Subtitles .. sebomen حد ذاته كاتا phrena كاي كاتا thuumon.
    Nuun de se proskaleo, dnopheron genos ennuukhiaon. Open Subtitles Nuun دي حد ذاته proskaleo، dnopheron genos ennuukhiaon...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus