İkinci bir örnek olarak, müttefik bir ulus grubu hayal edin, işbirlikçi bir şekilde düşman ulusun nükleer savaş gemisinin bilgisayar sistemine sızıyor. | TED | كمثال آخر: تخيل مجموعة متحدة من الأمم يتعاونوا في إقتحام أنظمة الحاسب الآلي الخاصة بسفينة حربية نووية للأمة المعادية. |
SPECTRE'nin marifeti ile, bu füzelerin taşıdıkları sahte savaş başlıkları gerçek nükleer savaş başlıkları ile değiştirildi. | Open Subtitles | خلال إبداعِ سبكتر، الرؤوس الحربية الوهمية التي حَملوها إستبدلَت بي رؤوس حربية نووية حية. |
Çarpmadan kısa süre önce, uçağın ekibi 50 megatonluk nükleer savaş başlıklı bombayı attı. | Open Subtitles | دفع طاقم الطائرة برأس حربية نووية وزنها 50 الف طن |
Dört savaş başlığını aldım ve onları 4 farklı ülkeye yerleştirmek için 2 yıldan fazla zaman harcadım. | Open Subtitles | ذلك كيف أصبحتُ أمتلك 4 رؤوس حربية نووية وأمضيت سنتين أزرعهم في أربعة بلدان مختلفة |
Sizin göreviniz ise soğuk füzyon savaş başlıkları taşıyan bombardıman uçakları için koruma uçuşu yapmak. | Open Subtitles | مَهمّتكم هي أن تحلّقوا مُكوّنين غطاءًا للمفجرين الذين سيكونون مُسلّحين برؤوس حربية نووية |
Hadi gidip nükleer savaş başlığı çalalım. | Open Subtitles | دعونا نذهب ونسرق لأنفسنا رأس حربية نووية |
Ben Rusların gözlerinin içine bakıp beş bin savaş başlığını elden çıkarmaları için ikna etmiş adamım. | Open Subtitles | أنا هو الرجل الذي نظر للروس في أعينهم وأقنعهم بالتخلص من 5,000 -رؤوس حربية نووية . |