| Her 4 bin yıllık ilişki gibi sanırım. | Open Subtitles | كسائر العلاقات التي تعمّر 4 آلاف سنة حسبما أحزر. |
| sanırım artık hepimiz gerçeği söylüyoruz. | Open Subtitles | كلانا سيكون صادقاً مع الآخر الآن حسبما أحزر. |
| Politika çalışanıyla çıkmanın avantajlarından biri sanırım. | Open Subtitles | هذه واحدة من المميّزات القليلة لمواعدة معاون سياسيّ، حسبما أحزر. |
| Sihirli paçavralar giymenin yan etkisi sanırım. | Open Subtitles | هذا عرض جانبي لارتداء قماش سحريّ، حسبما أحزر. |
| Bu da inanılmaz tehlikeli olanları bize bırakıyor sanırım. | Open Subtitles | وهذا يترك لنا أشدّهم خطورة على الإطلاق، حسبما أحزر. |
| Sana bir şey hazırladım. Beni hatırlatsın diye sanırım. | Open Subtitles | صنعت لك شيئًا لتذكريني به حسبما أحزر. |
| Telefona baktığımda sanırım. | Open Subtitles | حين رددت على الهاتف، حسبما أحزر. |
| sanırım muayene için bir doktor ve Buffy isimli biri. | Open Subtitles | "طبيب بيطريّ حسبما أحزر وواحدة اسمها (بافي)" |
| Ebeveynleri Damien Darhk'la tanışana kadar sanırım. | Open Subtitles | حتّى التقى والداها بـ (دامين دارك)، حسبما أحزر. |
| sanırım ailesi Damien Darhk ile tanışana kadar. | Open Subtitles | "إلى أن التقى والداها (دامين دارك)، حسبما أحزر" |
| Bu rahatlatıcı, sanırım. | Open Subtitles | هذا مطمئن، حسبما أحزر. |
| -Klaus hafta sonları ziyaret edebilir, sanırım. | Open Subtitles | و(كلاوس) بوسعه زيارتنا في العطلات الأسبوعية، حسبما أحزر. |
| - Yapacak işleri var sanırım. | Open Subtitles | -لديه أمور لينجزها حسبما أحزر . |
| - İradeyle sanırım. | Open Subtitles | -بقوة الإرادة حسبما أحزر . |
| - Spartan. sanırım. | Open Subtitles | -سبارتن)، حسبما أحزر) . |