Pekâlâ, yemek söyleyip gece boyunca sizi çalıştırmayı planlıyordum ama fark ettim ki başarmaya çalıştığınız Şey için çok fazla endişelenmek sizi o şeyden geri koyuyor. | Open Subtitles | حسنأً كنت أخطط لطلب الغداء والعمل حتى الليل بعمق ولكنني أدركت القلق كثيراً حول ما تريد تحقيقه |
Mutfak ekibinden bir Şey çıkmadı. | Open Subtitles | حسنأً .. طاقم المطبخ لم يكونوا ذات فائدة |
Şey, bazı arkadaslar hakediyor. | Open Subtitles | حسنأً .. بعض الأصدقاء يستحقون ذلك |
Tanrı Motorlu Araçlar Birliği'ni bu yüzden yarattı. | Open Subtitles | حسنأً هذا جيد لهذا لدينا الهاتف |
Sorun yok. Tanrı Motorlu Araçlar Birliği'ni bu yüzden yarattı. | Open Subtitles | حسنأً هذا جيد لهذا لدينا الهاتف |
Tamam, araba kazasında bir Şey buldum. | Open Subtitles | حسنأً, لقد وجدت شيء بحيال حادث السير |
Felaket bir Şey bu. | Open Subtitles | في كيس. حسنأً, هذه مصيبة |
Şey, onun adı Tobias. | Open Subtitles | حسنأً,اسمه توبايس |
Sen ne yap biliyor musun, polisleri ara. Ara polisleri Jax. Üzerimde hiçbir Şey yok. | Open Subtitles | حسنأً, أتعرف ماذا إتصل بالشرطه إتصل بالشرطه (جاكس) ليس لديهم شىء ضدى ليس لدى الشاره |
Şey şey, şanslı çocuk kim bari? | Open Subtitles | حسنأً.. من الفتى المحظوظ؟ |
Şey, onu yeni gördüm. | Open Subtitles | حسنأً, لقد رأيته للتو |
- Şey, saat beş oldu da. | Open Subtitles | حسنأً, إنه فقط... |
- Bu düğme. - Tamam. Hiçbir Şey... | Open Subtitles | هذا الزر - حسنأً, لا شىء ... |
Şey, sağ ol. | Open Subtitles | حسنأً , شكراً |
Şey... | Open Subtitles | ..حسنأً |