Çok fazla kafein aldım, şimdiyse yarış atı gibi çişim geliyor. | Open Subtitles | شربتُ الكثير من القهوة و الآن على أن أبول مثل حصان سباق |
Hala gelmiş geçmiş en iyi yarış atı kabul edilir. SECRETARIAT MEADOW AHIRI'NIN KESTANE RENGİ TAYI 1970 BABASI BOLD RULER, ANNESİ SOMETHINGROYAL | Open Subtitles | لا يزال يعتبر أعظم حصان سباق وجد على الأطلاق. |
Sadece kolay olanı yapmayı seçersen eğitimsiz bir tazı olursun, yarış atı değil. | Open Subtitles | إذا ما فعلت ما هو سهل بالنسبة لك و ما تجيده ستكون حصاناً أصيلا غر مروض و الذي بدوره ليس حصان سباق |
Gerçekten. Güney Amerika'dan bir yarış atı. | Open Subtitles | بصراحه، حصان سباق من امريكا الجنوبيه |
Ama o bir yarış atı değil tabii. | Open Subtitles | ولكن من بعد أتضح بأنه ليس حصان سباق |
Pastamı bir buçuk blok taşıttın. Yetmezmiş gibi yol boyunca yarış atı almaya ikna etmeye çalıştı. Bunadığında, ki çok yakındır, benim ilgileneceğim bir yatırım imkanı söylüyordum. | Open Subtitles | مما جعلني اسير بكعكتي حيا ونصف وطوال الوقت كان يحاول اقناعي بشراء حصان سباق كنت اعرض عليك فرصة استثمارية تهتم بمرحلة خرفك ودعينا نواجه حقيقة انها شارفت على الانتهاء ساقتل هذا الرجل |
~ Pol iyi bir yarış atı güzel bir yatırımdır, mülk gibi. | Open Subtitles | حصان سباق جيد هو استثمار ، مثل العقارات |
yarış atı gibi idare edildiğini hissetti. | Open Subtitles | [آل] شعرت بأنها تُعامل كما لو أنها حصان سباق. |
Bir tane yarış atı alacağım onu eğiteceğim. | Open Subtitles | سأشتري حصان سباق و أخضعه للتدريب |
Bir tane yarış atı alacağım onu eğiteceğim. | Open Subtitles | سأشتري حصان سباق و أخضعه للتدريب |
yarış atı gibi iki saatte bir işerim. | Open Subtitles | إسكر مثل حصان سباق كلّ ساعتان |
Sophie, "yarış atı" olacaktı. | Open Subtitles | (صوفي), العبارة هي "حصان سباق." |