"حضوري" - Traduction Arabe en Turc

• varlığım
• huzurumda
• geldim
• gelmemi
• yanımda
• geldiğim
• olmam
• gelmem
• kaçırdığım
• geldiğimden
• Gelmemin
• varlığımı
• bulunmamın
• gelemediğim

Fiziki varlığım ve ben ofisimizde olacağız, eğer bize ihtiyaç duyarsanız.
حضوري المادي و أنا سنكون في مكتبي ؛ في حال تَحتاجَني

Adam bu odada, hem de benim huzurumda kolonicileri kaçmaları için yüreklendirdi.
في هذه الغرفة وفي حضوري إنه مذنب بتهمة التحريض على العصيان

Evet, aslında, bu yüzden bugün seni görmeye geldim.
أجل, في الحقيقة هذا سبب حضوري إلى هنا اليوم

Doktor sana neden benim de gelmemi istediğini söylemedi mi? Hayır.
ألم يعطك الطبيب أي تلميح عن سبب رغبته في حضوري معك؟

Sakın benim yanımda birini övme! Öldüm mü ben? - Seni seviyorum.
لا تمتدحي شخصاً آخر في حضوري ، هل مت أنا ؟

Böyle geldiğim için üzgünüm, ama bana beş dakika ayırsanız yeter.
أعتذر عن حضوري هكذا، أطلب سوى 5 دقائق من وقتك

Burada olmam seni affettiğim anlamına gelmiyor.
لا تعتقدون ان حضوري الي هنا يُعني انني صفحت عنكم

Bugün buraya gelmem sayesinde umarım gelecekte polis memurları rüşvet alındığını rapor etmeye çalıştığım için geçen beş yıl boyunca üstlerim yüzünden yaşadığım gerilim ve endişeyi yaşamazlar.
خلال حضوري هنا اليوم أتمني ألا يعيش ضباط الشرطة في المستقبل نفس الإحباط والقلق الذان تعرضت لهما

Film gecesini kaçırdığım için üzgünüm.
آسف لعدم حضوري ليلة مشاهدة الفيلم. لا تقلق.

New York'a geldiğimden beri aynı donu giyiyorsun.
لم أشاهدك تغير ملابسك التحتية قط منذ حضوري إلى نيويورك

Bildiğin gibi, onların yanındayken varlığım yardımcı olmanın tam zıddı demek oluyor.
وكما تعلمين .. حضوري بينهم .. سيُفهم بمعني أخر غير المساعدة

Genel olarak yürüdüm ama bilirsin, varlığım hissedildi.
وفي الغالب كنت امشي ولكن اهم شي حضوري الوجداني

"Bunun" huzurumda olmasına daha fazla katlanamayacağım!
لا يمكنني السماح لذلك الشخص في حضوري اطول من ذلك

Eğer bu genç yazar bir sepet ve örtü taşıyabiliyorsa, Bunu neden benim huzurumda yapmadığınızı anlam veremiyorum.
لا أرى مانعاً أن يستمر كلاكما في التدريب في حضوري

- Şimdilik yok. Bu yüzden geldim zaten.
لم نتعرف بعد, لكن هذا سبب حضوري.

Bu konuda size katılıyorum ama neden buraya gelmemi istediğinizi bir türlü anlamadım.
حسناً يمكن أن نتفق علي ذلك لكن , لا أفهم لما أردت حضوري

Yazar sepeti taşıyabilirse, benim yanımda da yapabilirsiniz.
حسناً، إذا إستطاع الكاتب الشاب أن يحمل بطانية وسلة لا أرى مانعاً أن يستمر كلاكما في التدريب في حضوري

Aslında sana tapuyu vermeye gelmiştim ama geldiğim gün evde yoktun.
في الواقع أتيت إلى هنا لأعطيك صك الملكية و لكن في يوم حضوري كنت خارج المنزل

Yoksa benim burada olmam seni sıkıyor mu?
أم هل تريد أن تقول أن حضوري هنا يزعجك؟ لا

- Çağrıldığımda gelmem gerektiğini biliyorum.
أعرف ما يكفي لأتي إلى هنا عندما طلبت حضوري.

Partini kaçırdığım için özür dilerim.
انا متأسفة جدا لعدم حضوري للحفلة

Buraya geldiğimden beri akla hayale gelmeyecek gizli ve kötü şeyler yaptım.
لم أقم إلا بالأعمال الماكرة والمشينة منذ حضوري هنا

Birkaç hafta erken Gelmemin sebebi düğüne yardım etmek istemiş olmam.
إذاً السبب في حضوري عدة أسابيع مبكراً هو أنني أريد المساعدة بحفل الزفاف

Elbette ki, varlığımı size zorla kabul ettirmek kabalığında bulunmayacağım.
بالتأكيد لن أكون فظاً لدرجة أن أفرض حضوري عليك

Çünkü FBI olarak orda bulunmamın getirdiği ağırlığı azaltabilir.
لأنها ستنقص من جاذبية حضوري كعميل فدرالي

gelemediğim için özürlerimi bildir Avukat Choi'ya. Merak etme.
فلتخبري المجامي شوي أنني آسفة لعدم حضوري.